M.Emre Sever / Genç Haber Merkezi

Genç, bütün gün elindeki afişleri dağıttı. Arkadaşları, yakınları, ailesi… Herkes için bir davetiye hazırlamıştı. Zevkle, heyecanla yapmıştı bunu. Davetiyelerin grafiğini de kendisi yapmıştı. Güllerin içinde Arap harfleriyle “Muhammed” yazıyordu bir de küçültülmüş “aleyhisselâm” yazısı. Program çok güzel olacaktı şüphesiz. Çünkü O’nun (s.a.v) programıydı. O program hiçbir kötü sıfatı kabul etmezdi. Aksine kazandığı ve kazandırdığı şeref tatlı bir tebessüm gibi gönüllerde durmaksızın ışırdı.

Telefonlar, mailler, hazırlıklar tüm hızıyla devam ediyordu. Toplantılar üst üste geliyordu. Genç, oradan oraya koşturuyor ve bundan da büyük bir haz duyuyordu. Programın kusursuz olması için elinden geleni yapıyordu. Amacı insanların sadece bir hafta da olsa O’nu anması, hatırlamasıydı. Bir sonraki hafta nasıl olsa bu kadar koşuşturmak zorunda kalmayacaktı. Çünkü Kutlu Doğum Haftasıydı. Haftaydı, gelir ve geçerdi. Birbiri ardını takip eden 7 gün. Bunun anlamı, haftaya böyle bir çalışma içerisinde olmayacak olmasıydı. O’nu gelecek haftalarda anmayacak mıydı? Ama Kutlu Doğum Haftası bitiyordu. Bugün son günüydü. Demek ki O’nu (s.a.v) bu hafta içerisinde anacak ve sonra unutacaktı.

Programı yaptı genç. Aşırlar, naatlar, şiirler, kasîdeler, ilâhiler okundu, söylendi program boyunca. Önce O’nun (s.a.v) mübarek hayatı hatırlandı. Sonra gözyaşlarını döktü insanlar, içlerine. Bitime yakın ayrılmaya başladılar. Programın süresi 2 saatti ve o süre de bitmişti. Gelip geçmişti işte. Genç, garip hissediyordu kendini. Programı bir aksaklık çıkmadan bitirdiği için mutlu ama bir o kadar da düşünceliydi. Program için gelen tebrikler, aferinler eşliğinde terk edecekti o hafta insanların gündemini. “Evet, bir kutlu doğum haftasını da güzel bir programla geçirdik elhamdülillâh” deyip seneye gelecek olan kutlu doğum haftasını bekleyecekti sonra herkes O`nu. Hatırlamak, anmak ve unutmak için…


GENÇ'ın Yazısı.