Kırk Yıl Geçti, Hâlâ Hatırlarda Fikri...
M.Sait Aktaş / Genç Haber Merkezi
Modern Türk romanının kilometre taşlarından Kemal Tâhir 21 Nisan 1973 tarihinde hayata gözlerini yummuştu. Şu an 2013 yılındayız. Hesaplanacağı üzere bu dünyadan kırk yıl evvel göç eylemiş Kemal Tâhir.
13 Mart 1910 tarihinde İstanbul’da doğan Kemal Tâhir, Galatasaray lisesinde öğrenciyken tahsilini yarım bırakır. Geçimini sağlamak için giriştiği ufak tefek işlerden sonra gazeteciliğe başlar. 1930’lu yılların sonlarında Nâzım Hikmet ile tanışan Kemal Tâhir’in bana göre asıl hayatı bundan sonra başlar. Nâzım Hikmet onun düşüncellerinin şekillenmesinde önemli rol oynar. Bu âna kadar şiirler yazan Kemal Tâhir’e roman yazma konusunda Nâzım Hikmet telkinleri etkili olur.
1938’de siyâsi sebeplerle tutuklanır ve 12 yıl boyunca Anadolu’nun değişik illerinde hapis cezasını çeker. 1950’de cezaevi yaşama sona eren Kemal Tâhir kısa bir süre sonra romanlarını yayımlamaya başlar. Köy hayatı, eşkıya, Osmanlı tarihi ve Cumhuriyet döneminde ortaya çıkan problemler çerçevesinde hazırladığı tezli romanlarla dikkat çekmeyi başarır. Yorgun Savaşçı romanıyla Osmanlı-Cumhuriyet-Batılılaşma, Bozkırdaki Çekirdek ile Köy Enstitülerine dair eleştirileri, Devlet Ana ile Osmanlı Devleti için “kerim devlet” ibaresini kullanması o dönemdeki Marksistlerin ve resmî ideoloji savunucuları tarafından tepkiyle karşılandı.
Bu durum Kemal Tâhir’in bir anlamda yalnız kalmasına neden oldu. Fikirleri hiçbir kesim tarafından tam anlamıyla kabul görmedi. Marksist dünya görüşüne rağmen; sol ideolojinin dışladığı, sağ ideolojinin de kabullenmediği bir isim oldu. Hilmi Yavuz bu olaya değindiği yazısında o zamanın Marksisti, şu anda ulusalcı saflarda bulunan Yalçın Küçük, “Sağcılara alın Ebu Cahil Kemal Tâhir’i verin Peyâmi Safa’yı” diyerek ideolojik olarak Kemal Tâhir’e duyduğu tepkiyi dile getirmiştir. O dönemin Marksistlerinin büyük çoğunluğunun Küçük’le aynı kanıda olduğu su götürmez. Beşir Ayvazoğlu bir yazısında 1970’li yılların bol bol roman okuduğu yıllar olduğunu Köy Enstitülü ve sosyalist romancıların çarpıtarak aktardığı tarihi konulardan, yalan yanlış bilgilerinden dem vururken eline geçirdiği bir Kemal Tâhir romanını aynı sorunlarla karşılaşma endişesiyle ön yargılı şekilde okumaya başladığını, okuyunca diğerlerinin aksine onun daha tutarlı bilgilerle romanını inşâ ettiğini belirtir.
Kemal Tâhir romanlarıyla, gündeme getirdiği tarihi konularla hem Türk romanına önemli eserler verdi; hem de düşünce hayatına büyük katkılarda bulundu. Osmanlı’dan sonra Anadolu topraklarını yönetecek yeni ve tutarlı bir devlet mekanizmasının oluşması için gayret etti. İsmet Bozdağ’ın hazırladığı “Kemal Tâhir’in Sohbetleri” kitabında Kemal Tâhir ile ilgili buna benzer anekdotlarla karşılaşmak mümkündür.
Yorgun Savaşçı romanıyla Yunus Nâdi, Devlet Ana romanıyla “TDK Roman Ödüllerine” değer görülen Kemal Tâhir 21 Nisan 1973 tarihinde İstanbul’da öldü.
Düşünce hayatıyla da Halil İnalcık, Şerif Mardin, Cemil Meriç, Nûrettin Topçu, Niyazi Berkes’e kadar uzanan geniş bir düşünce çevresinde etkileri hissedildi. Kemal Tâhir tüm eserleri İthâki Yayınlarınca yayımlanmaktadır.
Bu noktadan kırk yıl sonra Kemal Tâhir’i anarken ileri sürdüğü düşüncelerin bugünkü toplumsal-siyâsal hayatta etkisini derin bir şekilde görüyorum.
GENÇ'ın Yazısı.