Kimyasal silahlardan dahi henüz korunma amaçlı bir yapımız olmadığı halde biyolojik silahlara karşı savunma hazırlığımızın olmaması şaşırılacak bir konu değil (!) (Emre Soncan, Mehmetçiğin Kimyasal Silah Elbisesi 3 Yıldır Dikilemedi) Bu sadece bir bombanın patlaması gibi de anlaşılmamalı. Salgın hastalıklara karşı bir önlem mekanizması olarak da düşünülebilir. Baltimore’nin araştırmalar yaptığı şarbon hastalığı, bir zamanlar herkesi korkutmuştu. Şimdi ise ABD, ani bir şarbon saldırısından veya salgınından korunmak için üç şehirlik bir aşı stoku hazırlamış durumda. (Wil S. Hylton. How Ready Are We for Bioterorism? The New York Times) Ancak bu aşı yöntemiyle, belki bir gün bütün ülke olası biyolojik silahlardan korkmak zorunda kalmayacak. Doğan her çocuğun normal aşılarına bir de biyoterörizime karşı aşılanma eklenebilecek. Ve her vatandaş ömür boyu gribe, AIDS’e, ölümcül mikroplara hatta kansere karşı (Fatma B. Dinçaslan. Kansere Derman ‘’Olmaz Olmaz’’ Demeyelim! Genç Bilim) aşılanıp korunur hâle gelebilecek.

Cihan Taştan'ın Yazısı.