Güzellik Salonuna Mutlaka Gitmelisiniz
Rukiye Gülşen
Bu yaşıma rağmen uğramadan duramam. Güzelleşmeyi seviyorum. Genç ve dinç kalmayı da… Bir güzellik salonuna uğramadığım vakit eksiklik hisseder, boşluğa düşerim. Orada bedevî yanlarım törpülenir, medenî bir insan oluveririm.
Gerçi birtakım “izm”ler bu tarz güzelleşmeye karşı olsa da, bu salonlarda insana antivirüs yüklemesi de yapılıyor. Böylece materyalizm, kapitalizm, laisisizm, oportünizm, hedonizm, nihilizm vs. illetlerine karşı bağışıklık sisteminiz güçleniyor. İnsan, bu tip virüslerin kendini yiyip bitirmesinden ve etrafına da bulaştırarak zarar vermesinden kurtulmuş oluyor.
Sözünü ettiğim bu güzellik salonunda öyle bir ayna var ki insanın “iç”ini gösteriyor. Meğer içimizde ne çöpler biriktirmişiz, meğer bunlar yüzünden hastalanmışız, meğer bunlar yüzünden o Peygamberânî bakışımızı yitirmişiz. Meğer bunlar yüzünden birbirimizin başının etini yemişiz. Hangi birini sayayım ki? Kapmışız bir yerlerden. Fitne, fesat, haset, yalan, riya, kıskançlık, tembellik, bencillik…
İşte bu çöpler kalp estetisyenleri tarafından bu salonlarda atılır. Yüzünüzle birlikte kalbiniz de vahyin nuru ile aydınlanır. Dışarı çıktığınızda âlem bir başka görünür gözünüze insanlar bir başka. Size doğru yaklaşan köpeğe hoşt” diyemezsiniz, karıncayı çiğneyemezsiniz ama ordular hazırlayıp Myanmar’a gidip Müslümanlara kan kusturan kudurmuş Budistlerin hakkından gelebilmeyi düşlersiniz. Ayasofya’da namaz kılmayı, Esad’a dur diyebilmeyi, İspanya arenalarında zalimce öldürülen boğaların hakkını alabilmeyi…
Meftunu olduğum bir güzelliği elde etmek için neleri vermezdim ki? Yusuf’un güzelliğinin salt fiziğinden mi kaynaklandığını sanıyorsunuz? O’nu Züleyha’nın gözünde erişilmez kılan iffetli bakışları, takva sahibi bir kalbi oluşu olmasın? Ya içiyle de dışıyla da güzel olan Allah Rasûlü’nün(sav) taşıdığı o kalbe sahip olmayı, O’nun baktığı gibi bakacak, işittiği gibi işitecek, konuştuğu gibi konuşacak bir kıvama gelmeyi ne çok isterdim. Dünyanın bütün estetik uzmanları toplansalar O’nun gibi bir kalp estetisyeni olabilirler mi acaba?
Sahip olduğu ahlâkla bütün yaratılmışları kendine hayran bırakan Hz. Muhammed’i (sav) kim müzeyyen kılmıştı? Hayatımıza ayna tutmak istiyorsak Hz. Peygamberi(sav) tanımaya ve yaşamaya çalışmak lazım. Bu model insanı tanımak için elbette bir güzellik salonuna uğramak gerekir.
Çok yoğun bir çalışma temposu ya da alabildiğine yaşanan bohem hayat içerisinde bir saatlik tefekküre, Allah ve Peygamber muhabbetine vakit ayıramıyorsanız sözünü ettiğim güzellik salonu size Everest tepesi kadar uzak gelecektir.
İster inanın ister inanmayın ama bakımlı bir kalp; insanı genç ve dinç gösterir.
İşte böyle. Bu günden tezi yok, kalbimizi gösterecek bir ayna bulalım kendimize. Yamukluklarımızı Allah’ın zikriyle, muhabbetiyle düzeltelim. Bütün çabalarımız bir üfürümlük değil, bir ömürlük güzellik için olsun. Silikonlu dostluklar için değil, hakiki dostluklar için kalbimize makyaj yapalım yahut yaptıralım.
GENÇ'ın Yazısı.