Büyü de Gel!
Geçen ay anne-babalara “Bizi Evlendirin” diye seslenmiştik. Kapağımızı gençler çok tuttu, ama anne-babalardaki anlamlı suskunluk doğrusu bizi biraz endişelendirdi. Sonuçta ortadaki çağrı doğrudan kendilerine yapılmıştı ve onların ne düşündükleri çağrının olumlu karşılık bulması açısından önemliyid. Biz de sorumlu ve tarafsız yayıncılık gereği bu ay mikrofonu onlara uzattık. Cevapları ile bu sayıdaki kapağımız çıktı. Evet anne-babalar “Büyü de Gel” diyorlar. Büyümeden evlenmeyi kim ister ki zaten? Tamam, gençler büyüsün; peki büyümek ne demektir, ne yapar veya nasıl bir hale bürünürlerse büyümüş olurlar? Bu soruları hem psikolog yazarımız Mehmet Dinç hem de anne-babalar cevaplamaya çalıştılar. “Bizi evlendirin” çağrımızı alkışlayanlar büyümenin ne olduğunu öğrensinler ve hemen harekete geçsinler diye...
BÜYÜ(YEME)MEK
“Bedenim büyüdü, ben çocuk kaldım” diyordu bir şarkıda. Hakikat çoğu insan için durum budur bugün. Boy uzar, sakallar çıkar, beden gelişir yüz değişir ancak o yetişkin bedenin içerisinde bir çocuk vardır. İnsanlar bedene kanar ve yetişkin muamelesi yaparak iş verir, sorumluluk verir, emanet verir ancak ruh çocuk olduğu için çoğu zaman verileni kaldıracak kuvvet veya yeterlilik yoktur karşı tarafta. Beden büyümüş, benlik çocuk kalmıştır.
Çünkü büyümek çok boyutlu bir süreçtir. Çok boyutludur yani fiziksel, psikolojik, sosyal ve zihinsel boyutları vardır ve dolayısıyla birini tamamlamak bütünü tamamlamak gibi değildir. Bir süreçtir yani sabahtan akşama kendi kendine olmaz, zaman içerisinde emekle, sabırla, fedakarlıkla gerçekleşir.
Fiziksel gelişim diğer gelişim boyutlarından daha bağımsız hareket eder. İnsan çok bir şey yapmasa da uyuduğu ve beslendiği sürece bir de çok ağır hastalıklar yaşamadıysa bir döneme kadar beden büyür, gelişir. Ama bu demek değildir ki aynen beden gibi bu süreçte kendi kendine ruh da büyüsün, zihin de büyüsün, sosyallik de gelişsin. Her üçü için de insanın bedeninden farklı olarak kendini büyütmesi gerekir. Peki ne demektir yetişkin olmak ya da büyümek? Büyümek farkına varmaktır. Kişinin öncelikle kendisinin artısı eksisiyle, yapabilecekleri yapamayacaklarıyla farkına varmasıdır. Sonra çevresinin, insanların, dünyanın ve dünyaların farkına varmaktır.
Büyümek sorumluluk almaktır. Sorumlu olmayanın sorunlu olacağını bilmektir. Kendine karşı sorumluluklarını bilip üzerine almak, insanlara karşı sorumluluklarını bilip yerine getirmektir. Büyümek ayakta durmaktır. Devamlı birilerine dayanmadan, uzun yıllardan beri attığı sağlam temellerin üzerinde ayakta durmaktır.
Büyümek kontrol etmektir. Arzularını, isteklerini, dürtülerini her şeye rağmen kontrol edebilmek, bedene söz geçirebilmektir.
Büyümek hal bilmektir. Anne-babasının, kardeş arkadaşının, çevresindeki paraya, yardıma, sevgiye, desteğe muhtaç insanların halini bilip, bilmenin gereğini yerine getirmektir.
Büyümek anlamaktır. Olayların, sözlerin, davranışların sebeplerini, sonuçlarını, söylenenleri ve söylenmeyenleri anlamaktır.
Büyümek beklemektir. Her şeyin bir anda olmayabileceğini bilmek ve olabileceği saate kadar kendi üzerine düşen her şeyi yaptıktan sonra bekleyebilmektir.
Büyümek plan yapmaktır. Yarına dair eylemi kısa vadeli, sonucu uzun vadeli planlar yapmaktır. Yarına çıkamayabileceğini bilse de güzel işlere niyetlenmektir.
Büyümek rıza almaktır. Üzerinde emeği olan insanların rızasını almak, hukukunu gözetmektir.
Büyümek yıkılmamaktır. Hayatın mutlaka gelecek zorlukları karşısında teslim olmamak, mücadele edecek güce sahip olmaktır.
Büyümek düşünmektir. Kainat hakkında, insanlar hakkında zihin teri dökmek, sorunlar hakkında, çözümler hakkında, yapılabilecekler ve mutlaka yapılması gerekenler hakkında düşünmek düşünmektir.
Büyümek hareket etmektir. Tembelliğe prim vermeden, ömrü heba etmeden elinden ne geliyorsa durmadan, beklemeden güzel bir şeyler yapmaktır.
Büyümek örnek almaktır. Büyüğün büyüğünün var olduğunu bilip büyüklerin büyüğünden başlamak üzere büyükleri örnek almaktır.
Büyümek fedakarlık yapmaktır. Küçükler için, zayıflar için, imkansızlar için, yalnızlar için kendi arzuları ve isteklerine rağmen onlar için bir şeyler yapmaktır.
Büyümek okumaktır. Kitaplara yazılanları okumak, insanlara yazılanları okumak, kainata yazılanları okumak, okumak hep okumaktır.
Büyümek affetmektir. Karşılaşılması muhakkak olan hataları, eksiklikleri, yanlışları, kötülükleri gönül rahatlığıyla affetmektir.
Hiç şüphesiz insan bir anda büyümez. Adım adım, emek emek büyür. Büyüme süreci yıllar yılı sürer de bazen ömür yetmez. Bununla beraber asıl olan insanın kendini çocuk olarak kabul etmeyi bıraktığı zamandan itibaren büyümek için gayret göstermesi, büyükleri görmesi, büyüklüğü öğrenmesidir. Öbür türlü evlilik evcilik oyununa, iş yakalamaça, hayat körebeye döner de ömür bitmeden oyun biter.
Mehmet Dinç'ın Yazısı.