Yusuf Toprak / Genç Haber Merkezi

Burgazada’da bir yazarın evi vardı, bilir misiniz? Hani şu iflah olmaz balıkçı dostu. Hani, Türk öykücülüğünü değiştiren adam. Hani şu, Üstad Necip Fazıl’a “ben senin dünya görüşüne bağlı bir insan değilim ama, muhakkak ki, sen beni delilikten kurtarmış insansın” diyebilen yazar. Hani bütün eserlerinin gelirlerini Darüşafaka’ya bağışlayan gönlü geniş adam. Evet, Sait Faik’ten bahsediyorum.

Sait Faik, dediğim gibi Türk öykücülüğünün dönüm noktasıdır. Türk öykücülüğünde onunla birlikte bir Ömer Seyfettin’i belki bir de Sabahattin Ali’yi zikredebiliriz. Bir öykücü hayal edebilir misiniz ki Sait Faik okumamış olsun? Bu önemli öykücümüzün Burgazada’daki evi, yıllar sonra tekrar müze olarak açılıyor. 2009’dan bu yana tadilatı devam eden ev, nihayet tekrardan ziyaretçiler ile dolacak. Türk edebiyatında böylesine derin yeri olan bu yazarımızı anmak ve anlamak için, açılan müzenin öneminin büyük olduğu aşikâr. Bize de gezmek düşüyor…

Not: Sait Faik Abasıyanık hakkında detaylı bilgi için Yedi İklim dergisinin Mayıs 2013 sayısında Osman Bayraktar’ın “Sait Faik: Öykü Dünyasının İyi İnsanı” başlıklı yazısını okumanızı tavsiye ederim. Tabi bir yazarı tanımanın en kuvvetli yolunun eserlerini okumak olduğunu söylemiyorum bile…

GENÇ'ın Yazısı.