Böyle diyor Stephen Hawking; mutluluk, anlamaktır. “Düşünmek” eyleminin sonucunda olandır. Stephen Hawking, Kuantum Fiziği ve Kara Deliklerle ilgili bilime müthiş katkıları olmuş, Einstein’dan bu yana gelen en parlak teorik fizikçi olarak kabul ediliyor. 21 yaşında yakalandığı, tedavisi mümkün olmayan, sinir sistemini felç eden ama zihin fonksiyonlarına zarar vermeyen ALS hastalığı sebebiyle, tekerlekli sandalyede hayatına devam eden Hawking, yazıları sese dönüştürebilen bilgisayarı sayesinde kitaplar, makaleler yazmaya, dersler vermeye, teoriler üretmeye devam ediyor.

Büyük Tasarım (The Grand Design)

Med-cezirlerle dolu düşünce dünyasıyla dikkat çeken Hawking, son kitabı Büyük Tasarım’da: “Tanrıya gerek yoktur ama her şey yer çekimi nedeniyle oldu” diyor. Peki bu yerçekimi evrene nasıl girdi? Anlatmıyor bunu, tesadüfle bağdaştırmaya çalışıyor. Meselâ: “Eğer atom çekirdeği içerisindeki bazı kuvvetler şimdiki gibi olmasaydı atomlar oluşmazdı ve biz olmazdık. Biz buradayız çünkü bütün fizik yasaları o şekilde ayarlanmış, tesadüfen birleşmiş ki bu evrende hayat başlamıştır” diyor. Evrenin tamamen fiziksel yasalara uygun olması, asıl Kanun Sahibi’ni görmesine perde oluyor. Kitabın ismi de ilginç bu arada, zira “tasarım”ın bir “tasarlayan”ı olması şarttır. Tek başına “yer çekimi” akılları tatmin etmiyor. Zuhurû perde olmuştur zuhûra, gören göz delil ister mi bu Nûr’a ? …

Hawking, daha önceki Zamanın Kısa Tarihi kitabında: “Eğer tam bir teori kurabilirsek bu insan mantığının zaferi olur, böylece Tanrı’nın aklını da anlayabiliriz” demişti. Evrenin işleyişini, yasalarını sorguluyor yani. Yasa varsa, bunu koyan kimdir acaba?

Velhâsıl; birinci kitabında kabul ediyor, “Tanrının aklını aramak” diyor; ikinci kitabında ise “Tesadüfen oldu” diyor.

“Evrenin oluşumu bilimin gerçekliğine dayanır. Ama bu, bilim kurallarını yaratan bir Tanrı olmadığı anlamına gelmez!” Stephen Hawking

Ve şimdi tekrar “Tanrı vardır” diye bir açıklama yapan Hawking, umarız kararlı atomları biraz olsun örnek alır. Düşünmek, şüphe etmek, sorgulamak elbette bilimin prensibidir lâkin düşünceler belli bir olgunluğa erişmeden keyfî açıklamalar sadece akletmeyen kalplere perde indirecektir. Aman dikkat!


GENÇ'ın Yazısı.