Reyhanlı’da iki bombalı aracın patlaması sonucu 50 kişinin hayatını kaybetmesi geride bıraktığımız ayın gündeminin en önemli başlıklarından biri oldu. Saldırının faillerinin önemli bir kısmı kısa bir süre içerisinde yakalansa da, Suriye meselesi ile bağlantısı ayan beyan ortada olan bu saldırının devamının gelip gelmeyeceği yönünde önemli şüpheler sürüyor. Üstü örtülü savaşın bir parçası olduğu, saldırıda taşeron bir örgütün kullanıldığı iddiası da hala tartışılıyor. Suriyeli mültecilerin ağırlıklı olarak yaşadığı Reyhanlı’daki patlamanın ardından Gazeteci Hakan Albayrak’ın iddiaları ise konuşulmaya devam ediliyor. Kardeş Suriye halkına sahip çıkan bir kısım Reyhanlı halkı dışında, provokasyona alet olan bir takım grupların Suriyeli mültecilere saldırdığı ve birinin başını taşlarla ezerek öldürdükleri iddiası daha çok konuşulacak.

Bütün bu tablo karşısında bir grup Suriyeli ise, artık kentte barınma imkânı kalmadığını düşünerek ateş altındaki ülkesine geri dönmek zorunda kaldı. Reyhanlı’nın faturası Türkiye’ye hicret eden Suriyeli muhacire kesilmiş oldu. Öte yandan Redhack isimli internet korsan grubu, Reyhanlı hadisesiyle ilgili belgeler yayınlayarak olayın devletin istihbarat birimleri tarafından bilindiğini ortaya koydu.

Bu gelişmenin ardından Emniyet “Bombacılar MİT takibindeydi, bizi karıştırmadılar’ açıklaması yapınca, MİT de olaydan sonra polisin bombacılardan birini bulmasına rağmen, yoluna devam etmesine izin verdiği bilgisini paylaştı. Başbakan Erdoğan da, olayın soruşturulması talimatını verdi. Sanırım, her ülkede olduğu gibi bizim ülkemizde de, böylesine önemli olaylarda perdenin aralanması biraz zaman alacak.

İbrahim Özkahyaoğlu'ın Yazısı.