Teknolojinin böylesine hızlı bir gelişim göstermesi birçok kolaylığı beraberinde getirse de, birçok tartışmayı da ardında sürüklüyor. Özellikle teknolojik gelişmelerin medya sektörüne getirdiği yeniliklerin, özgürlüklerle birlikte ‘gönüllü tutsaklık’ konusunda zorunluluk koyması birçok kullanıcıyı tedirgin ediyor. Evet, geleneksel medya tek elden yönetilebilen, karşılıklı etkileşim imkanı sunmayan bir özelliğe sahipti. Yeni medya ise, bireyi içine alan, haberci yapan bir konum sunuyor. Fakat, özellikle akıllı telefonlar sayesinde, nerede bulunduğunuz, nelerle meşgul olduğunuz, yediğiniz, içtiğiniz, bütün eylemleriniz, fikirleriniz kayıt altına alınabiliyor. Bu bilgiler, gerek bireysel gerekse toplu olarak büyük şirketlere satılabiliyor. Geçtiğimiz günlerde kullanıcıların bilgisine sunulan TweetMap isimli uygulama, dünya üzerindeki bütün Twitter kullanıcılarını esas alarak hazırlanmış bir veri depolama sistemi olarak bunun en güzel örneği aslında. Dünyanın herhangi bir noktasında kullanıcıların Tweet atma trafiğinin yoğunluğundan, tweet’lerin içeriğine kadar her bilgiyi depolayan sistemle her şey kayıt altına alınıyor. Bu uygulama ile birlikte, sosyal medyanın bir ‘gönüllü tutsaklık’ olduğunu savunanların eli de güçlenmiş durumda.

İbrahim Özkahyaoğlu'ın Yazısı.