İhtiyacımız Bir Parça Kör İnanç!
Aykut Ertuğrul, 1981 Almanya doğumlu. Öykü ve denemeleri Aşkar, Yumuşak Ge, Hece Öykü, Dergah ve İtibar gibi dergilerde yayınlanmakta. 2011 yılında yayınlanan “Keyfekader Kahvesi” kitabıyla Ömer Seyfettin Öykü Ödülü kazanmıştı. Şimdi de ikinci kitabı “Mümkün Öykülerin En İyisi” ile karşımızda. Biz de kendisi ile bu ikinci kitabı ve öykücülük üzerine konuştuk:
Öncelikle kitabınız hayırlı olsun. Bir önceki ödüllü kitabınızdan sonra beklentiler epey yükselmişti. Hem bir önceki kitabı hem de genel olarak diğer öykü yazarlarının kitaplarını göz önüne alırsak siz kitabınızı nerede görüyorsunuz?
Bu zor bir soru. Yani numara yapmadan cevap vermesi zor bir soru. Kitabımın genel öykü ortamındaki yeriyle ilgili bir takım suizan ve hüsnüzanlarım var ama bana kalsın. İlk kitapla ikinci kitabı karşılaştırayım en iyisi.
Keyfekader Kahvesi, elbette ilk kitabım olması hasebiyle yeri benim için hep ayrı olacak ama Mümkün Öykülerin En İyisi’nde ilkine oranla daha fazla heyecanlandım. Kitabın çıkışını, hakkında söylenecekleri merakla bekledim, bekliyorum. Çünkü ilk kitaplar, yola çıkmış olmanın resmidir ama sonraki kitaplar o yolun ne’liği hakkında bilgi verir okuyucuya da, yazara da, eleştirmene de. Yani ikinci üçüncü… kitapla yazarın nereye yürüdüğü, neyi tercih ettiği belli olmaya başlar. Bu yüzden ilk kitap duygusal olarak önemliyken ikincisi ve sonraki kitaplar hayati sayılabilir.
Bu benim bakışım, kitabın yeri ve yolculuğun seyriyle ilgili yorumlar ise artık onu okuyanlara ait. Benim daha az konuşmam gerek artık.
Kitapta peygamber kıssaları ile benzerlikler, Kur’an’dan ayetler ya da İslam’a dair unsurlar birçok sayfada karşımıza çıkıyor. Kur’an ile irtibatınız nedir? Ne sıklıkla okursunuz?
Elhamdülillah Müslümanım. Dolayısıyla Kur’an’ın hayatımın merkezinde olmasından -yaşayıp gördüklerinin üzerine düşündüklerinin de öyküne yansımasından- daha doğal bir şey yok. Eh hayat gailesi, beşeri zayıflıklarımız, bizi sürekli bir yerlere bir şeylere çekiştiren dünya, odak noktasını sürekli değiştirmeye çalışsa, bizi başka yanılsamalara, simülasyonlara inandırmaya çalışsa da tek ve gerçek bir hakikatin olduğunun ve onun özünün bu kitapta olduğunun bilgisine (çünkü Kur’an Furkan yani ölçüdür) ya da kör inancına çok şükür sahibiz. Bu çağda ihtiyacımız olan şey bir parça kör inanç. Sistem her şeyi akla vurmamızı, mantık mantık mantık deyu uluyup durmamızı öğütlüyorsa bunda bir bit yeniği olsa gerek.
Öykülerinizde aile fert ve ilişkilerinin fazlaca yer kapladığı dikkatimi çekti. Bunun özel bir sebebi var mı? Aile ilişkilerine bakışınız nedir?
Yeni çağın sanatçısına biçilen bazı garip roller var; münzevilik, serserilik, ölçüsüzlük, sınır tanımazlık, bohemlik vs. Bunlara fazla kanmamak gerek; iyi bir eser için ihtiyacımız olan şey iyi bir hayat. Ya da diyelim ki haklılar ancak “dahiyane bir dağınıklıktan” dahiyane eserler hasıl oluyor. Olsun, bizim buna ihtiyacımız yok. Çünkü iyi bir sanatçı olmaktan önce iyi bir Müslüman, iyi bir insan olmak bize düşen. Peygamber Efendimiz’in (SAV) sünneti ve tavsiyesi de bu yönde değil mi zaten?
Öyküleriniz dışında eleştiri, deneme de yazdığınızı biliyoruz. Bu, diğer türlerdeki yazılarınızı da kitaplaştırmayı düşünüyor musunuz? Ya da roman gibi daha uzun soluklu kurgulara adım atmayı planlıyor musunuz?
Yazdıklarımın büyük bir kısmı kitap tanıtım yazıları bir de fazla bir yekun tutmayacak sağda solda yayımladığım ufak tefek denemeler; onlardan da yakın zamanda bir kitap çıkmaz zaten. Roman yazarım ya da yazmam diye kendi kendimi sözle bağlamak istemem ama bu aralar böyle bir planım yok. Öykü iyi.
Öykü yazmak dışında öykü yazan gençlerle ilgileniyor musunuz? İlgileniyorsanız, gençlerin durumu sizce nedir, hangi seviyedeler?
Bana gönderilen öyküleri okuyup cevap vermeye çalışıyorum mümkün olduğunca. Bunun dışında dergilerde yayımlanan öyküleri takip etmeye çalışıyorum. Ertuğrul Emin Akgün gibi Arda Arel, Fatma Akkubak gibi yaşı benden genç iyi öykücüler var. Belki bir gün kitaplarını okuyup derli toplu görüşler serdetmeye de fırsat buluruz.
Bu ay dosya konumuz “Din”lenmek olacak. Din üzerine ya da gençlerin dine bakışı hakkında bir şeyler söylemek ister misiniz? Bu hususta tavsiyeniz var mı?
Elhamdülillah Müslümanım demiş miydim? Bu önemli. Din bir lütuf olduğu ve bize bağışlandığı için hamd ediyoruz. Bunun öyle rasyonel bir izahı yok. Tavsiye? Estağfirullah.
Mehmet Emin Gül'ın Yazısı.