Hikmet Sami Ay

Rahmetli Musa Topbaş`ın (k.s) aziz hatırasına...

Son devrin gönül sultanlarından biri olan Mûsâ Efendi -kuddise sirruh-, ömrünü muayyen bir nizam ve intizam içinde tamamladı. Hayatında dağınıklığa yer yoktu. O, her yaptığı güzel işten sonra “elhamdülillah” diyerek, o imkânı veren Rabbine teşekkür ediyor ve O’nu hiç bir zaman unutmuyordu. Öyle ümit ediyoruz ki, can emânetini yüz akıyla Hakk’a teslim ettiği için de “elhamdülillah” demiştir. O, hayatından sonra da sevenlerini öksüz ve şaşkın bırakmadı; onları emin ellere teslim etti ve öyle göçtü. Son olarak da ölümünden sonra açılacak vasiyetini bıraktı. Şimdi vasiyetinden bir kısmını buraya alıyoruz:

“Ey kâinâtı yaratan, yerlerin, göklerin, kürelerin, zerrelerin, insanların, cinlerin hülâsa bütün mahlûkâtın sâhibi yüceler yücesi, ulular ulusu Allâh’ım!

Vârislerim bu zarfı açtıkları anda, Sen’in huzur-i ilâhinde olmuş olacağım.

Uzun ömür verdin, en değerli dostlarını fakir için rehber eyledin, dünyevî, uhrevî hiçbir şeyi esirgemedin, bol bol saçtın.

Buna rağmen gayrete gelip de, layıkıyla kulluk edemedim, koskoca ömür, böylece geldi geçti. Hatalar, noksanlıklar birbirini takip etti. Gönlümün istediği gibi yeşeremedim. Yalnız Sen’in yüceliğinle, Rahmânlığınla, Settârlığınla ve Gaffarlığınla teselli buldum.

Bu hakir, zayıf kulunun günahlarını, hatalarını bağışla! Çünkü o Seni, Rasûl-i Edîbini ve bütün Seni sevenleri ve sevdiklerini sevmiştir. Bu da yine Senin lütf u ihsanınla, kereminle, inâyetinle zuhur etmiştir.

Gerek vârislerime, gerek onu takip eden ve edecek olan zürriyetime de inâyet eyle. Hepsine kavî îman ver, atâlete uğrayanlardan eyleme ki bir taraftan kulluklarına devam ederken, diğer taraftan Senin kullarına hizmet etsinler ve her an Seni tevhid edenlerden olsunlar!

Her dünyaya gelen, vakti saati, sayılı nefesleri tamamladıktan sonra ebedi hayata intikal edecektir. Ne mutlu o kimseye ki, hayatını Hak yolunda ifna etmiş ve yüzünün akıyla âhirete göçmüştür. Fakir de bu hususu nasibim derecesinde bildiğim halde, layıkıyla kulluk edemedim. Pîr-i fânî olduğum halde, kendime çeki düzen veremedim. İslâm büyüklerinin şuurlu, şerefli hayatlarını okudum; nefsimde tatbik edemedim. Hatalarla dolu bir ömürden sonra Rabbimiz Teâlâ Hazretlerinin mağfiretini bağışlamasını umarım; çünkü O, Rahmândır, Gaffârdır. Varislerimin İslâmî hukuklara riayet ederek hayatlarını değerlendireceklerini umarım.”






 


GENÇ'ın Yazısı.