Aşinalığın Beş Farkı
Neden başına değen yağmur tanesine “Onun Rabbi ile ahdi benden tazedir” deyişi hayret sebebidir de, vefat ederken başında ağlayan kızına “Ağlama kızım baban bir daha acı çekmeyecek” deyişi gözündeki yaşları zaptedemez? O’nda kendini ara, O’nda kendini bul.
ürekli abdestli gezmeye çalış. Abdest nurdur; korur. Sen onu muhafaza edersen o da seni muhafaza eder. Abdest, yanında kalkanla dolaşmak gibidir. Düşmanın ve düşmanının dostları abdestliyken sana ilişemezler. İlişebilenin zararı asgariye iner. Abdest, temiz olduğunun göstergesidir. Sadece vicdanın bilir bunu. O bilirse zaten temizsin.
Her gün en az iki sayfa Kur’an-ı Kerim oku. Yalnız ve yüksek sesle. Sesin seni kuşatsın. Çın çın ötsün odan. Melekler insin yanına berine. Hava ağırlaşsın. Sanki Rabbin ile konuşuyormuş gibi hiç bozma vakarını. Bedeninle, gönlünle, ruhunla, sırrınla oku Kur’an’ı. Ki o okumaya başlasın sonra seni. Okusun seni, okusun, okusun, okudukça dokusun, sen o ol ve o sen… Bitirdiğinde sonraki buluşmanın hasretiyle kapat kapağını. Kur’an’ı kapatıp karıştığında insanların arasına, karışmasın ruhun onların arasına. Ruhun devam etsin; durmadan Kur’an okusun.
Gece kalk ve iki rekat teheccüt namazı kıl. Sonra otur seccadenin üstünde, gözlerini yum ve şöyle düşün: Kimse kalmamış bu dünyada. Bir tek sen varsın, bir de seni yaratan. O sana daim yönelmiş zaten, sen de şimdi O’na yönelmişsin. O anın ihtişamını hisset. O anı yaşa. O anı anla. O anda ağla. O anla dol. O anla ol. O an gecenin ışıdığı andır. O anla gündüzün aydınlanır. O an sana rızık olur. Kalbini besler, gönlünü besler, sırrını besler. Sen geceden vakit bulursan, gece sana yeni vakitler bulur. O vakitler hep bereketlidir; heyecanlı, hizmet dolu, derde derman vakitlerdir.
Her gün bir sayfa hadis ya da siyer oku. Peygamberini anlamaya ve yaşamaya çalış. O’nu biliyor musun? O’nu dinliyor musun? Yetmez. Herkesin buluştuğu nokta sana yetmeyebilir. O yüzden şahsi okumalar yap. O’nu hissetmek, O’nu yaşamak için bizzat oturup rahle-i tedrisinden kendin ders al. Kimsenin, kendinin bile olmadığı vakitlerde otur ve onu anlatan güzel eserlerde O’nun izlerini ara. Sonra bulduğun izlerde kendini gözle. Neden Huneyn coşturuyor seni de Hendek hüzne sürüklüyor mesela? Neden başına değen yağmur tanesine “Onun Rabbi ile ahdi benden tazedir” deyişi hayret sebebidir de, vefat ederken başında ağlayan kızına “Ağlama kızım baban bir daha acı çekmeyecek” deyişi gözündeki yaşları zaptedemez? O’nda kendini ara, O’nda kendini bul.
Susmayı alışkanlık hâline getirmeye çalış. Oruç gibi sükut orucun olsun. Sohbet gibi sükut sohbetin olsun. Nasıl yemeye ve içmeye bir müddet ara veriyorsun, konuşmaya ve gülmeye de bir müddet ara ver. Bu teneffüs anında tefekküre yoğunlaş. Nereden gelip nereye gittiğini düşün. Bunu düşünemiyor musun? Bunu neden düşünemediğini düşün. Ne kadar şanslı olduğunu düşün bir taraftan, bir taraftan ise ne kadar garip olduğunu…
Abdestin, Kur’an’ın, gecen, Peygamberin ve sükutun farkın olsun. Bunların varsa sen zaten farklı olur, fark edilir, aşinalar arasına dahil edilirsin.
Mehmet Lütfi Arslan'ın Yazısı.