M. Hakkı Ersan

İnternet; belki de dünyanın en iyi düşünülmüş buluşlarından biri değil mi? Düşünsenize milyonlarca insan dil, din, ırk vs gibi ayrımlar yaşamaksınız bu sanal dünyada bilgilerini paylaşıyor, chat odalarında veya messenger programlarında buluşup sohbet imkanı buluyor. E-mail grupları veya forumlara katılıyor, yüzünü görmediğimiz, sesini bile duymadığımız insanlardan hergün onlarca mail alıyor, tartışmalara katılıyoruz.

İnsanları birbirine yakınlaştırarak ve iş dünyasını yeniden şekillendirerek özgürleştirici bir güç haline gelen internet, Yahoo, Hotmail, eBay, Amazon, Google gibi üzerinde en çok konuşulan ve yeni ekonominin direklerini teşkil eden milyar dolarlık yeni markaların doğmasına da yol açtı.

Arama motorları aracılığıyla istenilen bilgiye anında ulaşılabiliyor olması yüzünden kullanıcı sayısı da her geçen gün artıyor. Dünyanın diğer bir ucunda olan bir olaydan, haberden anında haberdar oluyor, fotoğraflarını, videolarını seyredebiliyoruz. Ancak bir de madalyonun öbür yüzü var.

Faydalarını saymakla bitiremeyeceğimiz İnternet’in aynı zamanda aile, iş veya okul hayatımızda derin yaralar açıyor ve çoğu zaman biz bunun farkına varamıyoruz. Kumar, uyuşturucu gibi bağımlılık yapan İnternet, psikolojik ve fiziksel problemlere sebep oluyor. 

Londra Üniversitesi’nden Julian Selfon–Green ve David Buckingham’ın araştırmalarına göre, pek çok aile bilgisayarın çocukların eğitimini desteklemek için ne şekilde kullanılacağı konusunda bilgili değil. Buna rağmen, evlatlarının limitsiz ve kontrolsüz bir şekilde bilgisayar kullanmasına izin veriyor. Ailelerin en çok rahatsızlık duyduğu konu, çocuğun bilgisayar oyunlarına fazla zaman harcaması. Ancak yapılan çalışmalarda çocukların anne–babalarından bilgisayar oyunlarına harcadıkları süreleri gizledikleri gözleniyor. Ebeveynlerin bilgisayarın çocukların gelişiminde olumlu etkiler yapacağı yönünde beklentileri var ama çocuklar akademik anlamda bilgisayarı çok az kullanıyor.

Ülkemizde yapılan araştırmalar gösteriyor ki, çocuk ve gençlerin İnternet’te uygunsuz içerikle karşı karşıya kalmasına yönelik kaygılardan dolayı aileler bilgisayar satın alma konusunda kararsızlar. Bunu fark eden bilgisayar firmaları yeni kampanyalarına katılımları artırmak için “Gözcü”lü bilgisayarlar pazarlamaya başladılar. Gözcü bir “İnternet filtre” ya da “Ebeveyn kontrol programı.” Bu tür programların 7-8 ay öncesinden pazarlanmasına yönelik hazırlıkları duyuyorduk. Ancak bunun gazete ve televizyonlarda “İnternet suçları” ve “çocuk pornosu” haberlerinin artışı ile aynı zamana rastlaması açıkçası kimsenin dikkatimi çekmedi.

Gözcülü bilgisayarlarla bu haberlerin aynı anda ortaya çıkması insana ister istemez şu soruyu sordurtuyor: Acaba depolarda kalmış 2-3 nesil geriden gelen teknoloji stoklarının, “Eğitime katkı – her öğretmene – her eve bilgisayar” kampanyaları ile eritilmesi mi amaçlanıyor? Bir tarafta kampanyalar diğer tarafta korkutan haberler...

Neyse, biz dönelim Gözcü’ye. “Gözcü” orijinal Windows kullanıcılarının faydalanabileceği bir yazılım..NET framework 1.1 ile çalışıyor. Yani Microsoft yapmış yine yapacağını. Internet Explorer’ın yerine Firefox veya Opera vs. gibi farklı bir İnternet tarayıcı yüklenirse filtrenin hiçbir faydası kalmıyor.

Bu ve benzeri programların ortak özelliği, izinli web sitelerinin listesini oluşturarak yalnızca bu sitelere gidilebilmesini sağlamak. Arzu edildiği takdirde oluşturdukları izinsiz adreslere erişilmesini de engelleyebiliyor. (Ancak bu tercih her zaman açık kapı bırakmaktadır, bilesiniz!) Ayrıca bilgisayarın hangi saatlerde açılıp kapanacağı, İnternet erişimine hangi gün ve saatlerde izin verileceği, hangi oyunların oynanıp oynanamayacağını da belirleme imkanınız var.

Raporlardan da, bilgisayarda ne yapıldığı, hangi dosyaların yüklendiği, bilgisayarın ne zaman ve ne kadar kullanıldığı, hangi programların çalıştığına dair detaylı bilgiler almak mümkün.


GENÇ'ın Yazısı.