Yunanca kökenli bir kelime olan fobinin bire bir çevirisi korkudur. Fobi kavramı psikolojide irrasyonel (gerçekçi olmayan, akıl dışı) ve aşırı korkular için kullanılır. Utanç verici bir duruma düşmekten, onaylanmayacak bir davranışta bulunmaktan, alay edilmekten, rezil olmaktan, eleştirilmekten, reddedilmekten, beğenilmemekten, olumsuz olarak değerlendirilmekten duyulan korkuya sosyal fobi adını veriyoruz. Sosyal fobisi olan kişiler başka insanların kendilerini yargıladığı ve negatif değerlendirdiği düşüncesi ile yetersizlik, aşağılanmışlık hisseder ve hayal kırıklığına uğrarlar. Bu kişiler yalnız başlarına kaldığında sıkıntı duymazlar. Sıkıntı, bunalım gibi belirtilerinin sosyal aktivitelerle direk ilgisi vardır. Sosyal fobikler yabancılarla tanışmaktan, tanımadıklarının yanında konuşmaktan veya hareket etmekten rahatsızlık duyar. Yanlış bir şey yapacak, söyleyecek ve sanki insanlar onunla alay edecek, onu yadırgayacak, aşağılayacak, herkesin içinde rezil olacak gibi hisseder. Konuşurken herkes ona bakıyormuş gibi gelir. Yaptıkları en ufak hatalar gözlerinde çok büyür, rezil olduklarını düşünürler.

Sosyal Fobinin Çaresi Nedir?

Fobilerden kurtulmanın çareleri çoğu zaman bizlerde gizli. Yani bu problem siz isterseniz, inanırsanız ve çaba gösterirseniz çözülecektir. Özgüven denilen hadiseyi iyi kavramak gerekiyor. Öyle ya, hırsız değiliz, suçlu da değiliz ama yine de yüzümüz kızarıyor. Öyleyse iç gözlem dediğimiz şeyi hiç bırakmayacağız. Neden ve nasıl geliştiğini anlamaya çalışacağız. Ümitsizlik kelimesini lugatimizden çıkarmamız gerekiyor. Ayrıca kendimizi tanımaya ayıracağız birçok vaktimizi. Gerekirse korkularımızla yüzleşeceğiz. Psikiyatri uzmanı Dr.Sibel Mercan bu konuda şunları söylüyor: “Fobilerde en sık kullanılan terapi yöntemi yüzleştirme (exposure) tedavisidir. Bu yöntemde hastanın korku yaratan durum veya nesnenin üzerine giderek ortaya çıkan anksiyete ile başa çıkması öğretilir.” Son olarak, kendisini bu konuda insanlara yardıma adamış ve sosyal fobiyi çok derinden yaşamış biri olan Furkan Bey`in sözlerini aktarmak istiyorum:

“Öncelikle şunu kabullenmekle başlamanızı öneririm: Bu problemi aktif olarak siz çözeceksiniz. Eğer hiçbir girişimde bulunmaz ve kabuk tutmuş bir yaranın iyileşmesini beklercesine Sosyal Fobinin kendiliğinden sizi terk etmesini beklerseniz bu bekleyiş ömrünüzün sonuna kadar sürebilir. Günün birinde bir kurtarıcının gelip büyülü değneğiyle omzunuza dokunarak sizi bambaşka bir insana dönüştürüvermesi de ne yazık ki gerçekleşme ihtimali çok düşük bir hayaldir. Diyeceğim o ki çözüm sizdedir. Bu problem siz isterseniz, inanırsanız ve çaba gösterirseniz çözülür. Siz çözümün yalnızca nesnesi değil, aynı zamanda öznesi olacaksınız. Öyleyse "içinizdeki devi uyandırıp" yola koyulun ve kendi omzunuza tırmanın. Başka nasıl yükselebilirsiniz ki?. Geleceğe umutla bakın ve sakın umudunuzu kaybetmeyin; çünkü "umudunu kaybeden bir insanın kaybedecek başka birşeyi kalmamıştır."


Süleyman Ragıp Yazıcılar'ın Yazısı.