Mizahta Keramet Vardır!
Bir mizah dergisi neden gereklidir?
Bunu dergilerin gerekliliğine inanmayan birine anlatmak zordur sanırım. Mizahın gerekliliğini savunmaya kalkışsak ortadaki iğrenç, seviyesiz ve zekice olmayan örneklere bakarak birileri “kardeşim sululuğun, ciddiyetsizliğin lüzumu yok” diyecek. Hele hele bir mizah dergisinin gerekliliğini savunmaya kalkışacak olsam direkt susturulurum sanırım.
Bir mizah dergisi lazım, çünkü mizah zeki, hayattan tat alan insanlar için çıkarılır. Mizah dergisi maruz kaldığımız saçmalıkların üstümüze iyice abanıp normal bir şeymiş gibi algılanmasını, içselleştirilmesini engelleyici bir fonksiyon taşır.
Hiç unutmam; o zamanlar Lise 1’de idim. Cıngar dergisini zevkle, ilgili ile takip ediyordum. Niyazi Çöl ve Cemal Satkın’ın çizgilerine, esprilerine, yaklaşım tarzlarındaki dinçliğe bitiyordum. Ne cins bir zekaydı özellikle Niyazi Çöl!
Bir sayısında altında Bahadır Boysal/ Adana İmam Hatip Lisesi yazan bir çizgi gördüm Cıngar’ın. Sonra Cıngar dergisi kapandı. 47. sayısında kapanmıştı dergim ve bir mizah dergisi beni ağlatmıştı.
Şimdi İhsan Arslan okur mu bunları bilmem.
İhsan Arslan yani Cıngar’ın sahibi.
Sonra Bahadır Boysal’ı Leman dergisinde gördük. Leman’ın en ilgi çeken çizerlerinden biriydi Bahadır Boysal. Megaloman, cinsel anlamda her türlü sapıklığı çizdiği sayfalardan eksik etmeyen biri.
Leman’da çizdiği ilk yıllarda Cıngar’daki harika çizer Niyazi Çöl’ün izleri fark ediliyordu.
Şimdi kalmadı o izler tabii.
Şimdi Atom diye bir dergi çıkarıyor.
Hayır, Bahadır Boysal’ın tercih ettiği bir hayata burnumu sokacak değilim!
Ne yaptıysa kendisi yapmıştır.
Ama artık başka “bizim çocuklar” elimizden kayıp gitmesin, bunu istiyorum. Bunu diliyorum. Benim kardeşlerim, arkadaşlarım cinselliğin, Taksim barlarının, gece hayatının karanlığında kaybolmamalı…
Belki de Cıngar’ın kapanması itti Bahadır Boysal’ı oralara.
Ama yeni Bahadırlar istemiyoruz artık.
Asık suratlı dergilerin, beceriksiz ellere teslim edilmiş dergilerin haddi hesabı yok. Bari biriniz de mizah dergisi çıkarın kardeşim. O ciddi görünümlü dergilerin okunduğunu mu zannediyorsunuz. Sonra da “niye gençlerimiz böyle asi oluyor.” diye hayıflan dur! Konuşmasını bilmezsek, onlarla muhatap olarak değil de amir olarak konuşursak, İslami çalışma yapmak için kurulan derneklerimiz bile artık liseli gençlerin varlık sebeplerinin sadece iğrenç ÖSS’ye hazırlanmak olduğunu zannederse elbette çocuklarımız bizi anlayamayacaklar, bizde bir tat bulamayacaklar. Bundan dolayı onlara yüklenmeye hakkımız yok!
Adana İmam Hatip’te genç kalmış mıdır, kaç öğrencisi kalmıştır bilmiyorum. Bahadır’ın Cıngar’a çizgi gönderdiği 91 yılında İmam Hatipler öğrenci kaynıyordu. Şimdi de diğer liseler öğrenci kaynıyor. Ve onlara ulaşmak İmam Hatipliye ulaşmaktan daha zor! Ve hala onlara seslenecek, onlarla arkadaş olabilecek yolları pek zorlamış değiliz. Zorlamayı bırakın denemiş bile değiliz o yolları.
Genç dergisi bunun için bir adımdır. İyi niyetli, umut dolu bir adım.
Müzikte de adım atmamız gerekiyor. Hatta koşmalıyız müzikte! Ve sinemada, tiyatroda nitelikli, estetik, kendinden emin, rahat adımlar atmamız gerekiyor.
Bir kompleksle atmayalım adımlarımızı. Adımlarımızın hiç birinde Müslümanlığımızdan utanma , onlar gibi olma gibi takıntılar olmamalı.
İnsana seslenmeli, insan kardeşimle en tabii, en onurlu bir üslupla bir ilişki kurmalı, ona merhaba demeliyiz. Bak buradayız ve yaşıyoruz! Müslümanız ve güzeliz!
Senin gözlerindeki sevgiyi, sesindeki sahiciliği başka yerde bu kadar bulamıyorum diyebilmeli dünya insanları.
Bu Müslüman yüreklere ihtiyaç var.
Bu Müslüman yüreklere cesaret vermeliyiz. Onları engellememeli, onlara imkan tanımalıyız.
Mizah bizi bekliyor!
Sululuk değil!
Ciddiyetsizlik değil!
Saldırganlık değil!
Alaycılık değil!
Eşyanın tabiatına vakıf bir mizah!
Dünya nesnelerini hakikatine döndürmek isteyen bir mizah!
Mizahta keramet vardır!
Asım Gültekin'ın Yazısı.