Yrd. Doç Dr. Gamze KONA-Vatan

Irak’ın Nerede Olduğundan Habersiz Geleceğin Yeni “Üniversite Mezunları“ “...Bir vakıf üniversitesi’ne başvurdum, kabul edildim. İlk uluslararası ilişkiler öğretmenliğim böylece başlamış oldu. Büyük bir gurur ve istekle sarıldım derslere, aynen kendi üniversite sıralarımda hocalarımdan gördüğüm gibi, yerli-yabancı kitap ve makaleler taşımaya başladım öğrencilerime. O tarihler henüz açılmış olan vakıf üniversitelerinin daha ilk yıllarıydı, öğrenciler hiç fena değildi; hele ki burslu öğrencilerim oldukça parlaktı. Fakat sonraki senelerde kalite iyiden iyiye düştü. Orta Doğu ile Orta Asya’yı karıştıranlar mı istersiniz, Türkiye’nin Başbakanı’nın adını hatırlamayanlar mı, uluslararası ilişkiler bölümü’nde okuyup da hiç gazete okumayanlar mı, üniversite genelinde bir konferans düzenlendiğinde yoklama zoruyla konferans salonuna doldurulan öğrenciler mi…

En çok da bir devlet üniversitesi’nden emekli olduktan sonra verilen hoş maaş için bu vakıf üniversitelerinde görev yapmaya başlayan Bölüm Başkanları, Dekanlar ve Rektörler kafamı kurcalamaya başladı. O kaliteli devlet kültüründen gelip, o hemen her şeyi merak eden devlet üniversitesi öğrencilerinden sonra öğrenciye “müşteri” gözüyle bakan bu vakıf üniversitelerinde, o muhteşem ama içi boş kampüslerde görev yapan büyük hocaları düşündüm.

Bu arada pek çok vakıf üniversitesi açılmaya devam ediyordu. Beş katlı bir bina kiralayan bir vakıf üniversitesi açıveriyordu. Sonra devletin parasıyla palazlanıp, kocaman kampüsler kuruyorlardı, dışı beş yıldızlı, içleri ise yıldızsız…Elle tutulur ancak iki vakıf üniversitesi sayılabilirdi oncası içinden. Hepsi müşteri çekebilmek için iyi paralar bastırıp, şöhretli! hocaları transfer ediyorlardı. Bir de tabi şanı olsun diye hemen hepsi birer “Stratejik Araştırmalar Merkezi” kuruyorlardı. Pek ünlü “stratejistler!” buraların başına getiriliyordu, gazetelere boy boy ilanlar verilip, düzenledikleri konferansları, panelleri, sempozyumları duyuruyorlardı, üniversitelerinin isimleri duyulmalı, yeni müşteriler gelmeliydi değil mi. Yüksek lisans – doktora programları açıp sanki akdemisyen kolay yetişirmiş gibi kırkar-ellişer öğrenci alıyorlardı her sene bu programlara.

Şimdilerde gazetelerde büyük puntolarla ve manşetten “Beş vakıf üniversitesi daha açılıyor” haberini okuyunca bunlar geçti zihnimden. Zihnimde olanın dilime dökülmesini bir türlü de engelleyemediğim için bu yazı çıkıverdi ortaya, affola… “


GENÇ'ın Yazısı.