Muhammed`in Rabbine Sığın!
Devir, Muhammed (a.s)’ın devridir. Onun peygamberliğinden sonra herkesin ve herşeyin hükmü bitmiştir. Râfi’ bin Umeyr’in, İslâm’a girişine sebep olan şu hâdise de bunun şâhitlerinden biridir. Râfî şöyle anlatır:
Bir gece kumluk bir arazide yürüyordum. Uykum geldi, devemden indim, onu ıhtırıp uykuya hazırlandım. Uyumadan önce câhiliye usûlü bir istiâzede bulunarak:
“–Cinlerden bu vâdinin büyüğüne sığındım” dedim. Rüyâmda bir adam gördüm; elindeki harbeyi devemin göğsüne saplamak istiyordu. O anda korkuyla uyandım, sağa sola baktım, bir şey göremedim. “Herhalde bir rüyaydı” dedim. Sonra dönüp tekrar uyudum ve aynı şeyi görerek uyandım. Baktım ki devem sarsılıyor. Bir de baktım, rüyada gördüğüm genç elinde harbeyle duruyor.
Yanında bir ihtiyar elinden tutmuş, harbesini deveme saplamasına mâni oluyordu. Onlar böyle çekişirlerken birden üç yaban öküzü göründü. İhtiyar:
“–Kalk, bu insanın devesine fidye olarak şu yaban öküzlerinden dilediğini al!” dedi. Genç kalktı, bir öküzü aldı ve gitti. Sonra o ihtiyar bana dönerek:
“–Bundan sonra herhangi bir vâdide konaklayıp da korktuğunda, «Bu vâdinin korkularından Muhammed’in Rabbine sığınırım» de, sakın cinlerden birine sığınma. Artık cinlerin işi batıl olmuştur” dedi. Ben:
“–Muhammed de kim?” dedim.
“–O, Arab Peygamber’dir; ne doğuludur, ne de batılı. Pazartesi günü peygamber olarak gönderilmiştir” dedi. Ben:
“–Yeri neresidir?” diye sordum.
“–Hurmalık ve yeşillik Yesrib’dir” dedi.
Sabaha doğru deveme binerek serî bir yürüyüşle Medine’ye ulaştım. Rasûlullâh (s.a.v) beni görünce, ben birşey söylemeden başıma gelenleri tek tek anlattı ve beni İslâm’a davet etti. Ben de müslüman oldum.
(Suyûtî, Lübâbu’n-Nukûl, s. 247, (el-Cin 6); Harâitî, Hevâtifu’l-Cânn)
Artık bundan sonra Rasûlullah (s.a.v)’in hükmü geçerlidir ve O’nun getirdiği dine inanan kişinin canı ve malı emniyette olur.
GENÇ'ın Yazısı.