Ali Görkem Userin

(Menekşeli Mektup, Mustafa Kutlu, Dergâh Yayınları, Hikâye)

Üçüncü kezdir aynı şey takılıyor kafama yeni çıkanları yazarken: Bir kitabın sırf yakın zamanda çıkmış olması yeterli midir ondan söz etmemiz için? Tabiî ki hayır. Kitaplarla meyveler ya da ekmek arasındaki farklardan biri de bu olmalı. Gülmeyin hemen, ciddiyim ben. Çünkü, sırf yeni olması yetmiyor bir kitabın iyi ve leziz olması için. Bu yüzden, bu sayıda birkaç ay geriden, Eylül’den bir kitapla başlayacağız; Menekşeli Mektup’la. Zaten Samuel Rogers’ın şu lafını anmanın da vakti gelmişti: “Ne zaman yeni bir kitabın çıktığını öğrenirsen eski bir kitap oku.” Gelelim Mustafa Kutlu’nun son şaheserine. Menekşeli Mektup hikâyemizin usta adlarından Mustafa Kutlu’nun hüzünle tütsülediği üç hikâyeden oluşuyor: “Menekşeli Mektup”, “Hacca Gidebilmek” ve “Kar Üstüne Kan Damlar”. Üçü de birbirinden hüzünlü, duygusal ve etkileyici olay ve durumlara odaklanıyor. İlkinde iç içe geçen kırık aşk hikâyeleri, ikincisinde hacca gidebilmek arzusuyla kavrulan inanmış bir şoförün hac dönüşü yaşadığı zorluklar -ki bunun yaşanmış bir “hikâye” olduğunu belirtmeliyiz- ve sonuncusunda ise tarihimizin iç burkan hüzünlü karelerinden Sarıkamış’ı dinliyoruz yazarın leziz anlatımıyla. Üç farklı hikâyede insan’ın üç farklı gönül sınavı ve yarası oldukça samimi ve sıcak bir dille gözler önüne seriliyor. Hatta yer yer hikâyeden çok masala kayıyor Kutlu’nun derinlikli anlatımı. Böyle bir yazarı hiç okumamış olanlar için bile güzel bir giriş kitabı olabilir Menekşeli Mektup.


GENÇ'ın Yazısı.