Sosyal Medyanın Yalancıları!
Mehmet Sadık
“Sosyal medya” dediğimiz mecrâ, bizde büyük ehemmiyete sâhip. Bilimin, teknolojinin ve akabinde gelişen internetin en büyük vurgununa saygımız ve kabullenişimiz tam. Kendilerini hizmetten sayıyoruz! - Şunu belirteyim: Medya denilen deryâ büyük güçtür. Hattâ “yasama, yargı ve yürütmeden sonra 4. güç” olarak kabul edilir. Bu yüzden de özellikle sosyal medyanın gerçekten önemi büyük.
İnternet büyük nimet… Sosyal medya; Twitter, Facebook vb. de bu nimetin hizmetleri. Bize düşen de bu hizmetleri doğru yolda; edepten, hakikaten şaşmadan kullanmak olmalı. Ama maalesef bu noktada sıkıntımız var…
Çoğumuzun Facebook ya da Twitter hesâbı vardır. Bu yüzden anlatmak istediğimi zaten biliyor olmalısınız… Şöyle ki, bildiğimiz gibi Twitter ve Facebook’da istediğimiz gibi, içimizden ne geliyorsa, hiçbir zorlamaya tabii tutulmadan paylaşım imkânına sâhibiz. Bu sâhiplik içinde de kimimiz güzel sözler, kimimiz haberler ve güncel konular, kimimiz âyet ve hadisler paylaşabiliyor (Tabi bu listeyi uzatabiliriz). Ve maalesef bu özgür hâlimiz, bizi pek çok hatâya sürüklüyor…
Geçenlerde gördüm, bir arkadaşım muhtemelen sevgilisi tarafından terk edilmiş olmalı ki, Twitter hesâbına, karşı tarafa lâf sokan cinsten sözler yazmış. Dünyevî hâl, boş lakırdı demedim okudum yazdıklarını… Aman Allah’ım bir de ne göreyim! Kardeşimiz, terk eden sevgilisine Allah’ın âyeti ile atıfta bulunmuş! Hem de öyle az buz bir âyet değil… Şimdi burada edepsizlik olur düşüncesiyle âyeti nakledemeyeceğim fakat şunu belirteyim, bu âyet Efendimiz (sav) zamanındaki müşriklerin hâllerini izah ediyor… Vay canına!
Gördüklerim bununla sınırlı değil maalesef… Uydurma hadisler, yalan âyetler, sâhibi belli olmayan fakat bir İslâm büyüğünün sözüymüş gibi yazılan yazılar vb. Meselâ şu beni çok kızdırmıştı; kardeşimiz birine âşık olmuş ya da âşık olduğunu zannediyor. İyi, güzel. Bunlar ‘sevimli’ duygular… Ama kardeşim neden aşkını Mevlâna Celâleddîn-i Rûmî’nin ‘ilâhi aşka temâs eden’ sözleri ile ilân ediyorsun? Tanıyor musun Mevlâna’yı? O senin ‘karşı olduğun tarikatların’ şeyhlerinden hattâ kurucularından biri (Mevlâna Hazretleri Mevlevîliğin kurucusu olarak kabûl edilir). Hem mübareğe karşı saygısızlık, edepsizlik, hem de ‘karşı’ olduğunu söylediğin aslında hiç bilmediğin, tamamen câhil olduğun ‘tarikatlara’ karşı bilgisizlik…
Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (sav) buyurur: “İnsanların en şerlisi, kimseye ikram etmeyen, yalnız yiyen ve hizmetçisini dövendir. Bundan da kötüsü, insanlara kızan, buğzeden ve insanların kendisine buğzettiği kimsedir. Bundan da kötüsü, şerrinden korkulan ve kendisinden hayır beklenmeyen kimsedir. Bundan da kötüsü, dünya karşılığında âhiretini satan kimsedir. Bundan da kötüsü, din ile dünyayı yiyen yâni dini dünya menfaatine âlet eden kimsedir” (İbn-i Asakir)
Allah aşkına dikkat edelim… Sosyal medya özgür bir alan diye aklımıza eseni yapmayalım. Allah’ın âyetini, Resûlünün hadisini, velilerin sözlerini, saçma sapan icraatlar ve şeytanî hislerimiz için kullanmayalım…
GENÇ'ın Yazısı.