Kuran`sız Kalmayalım!
M. Tahir Salman
Peygamber (sav) , “Ey Rabbim! Kavmim şu Kur’an’ı mehcûr bıraktı, terk edilmiş bir şey hâline getirdi” dedi. (Furkan/30)
Mahlûkatın en şereflisi en izzetlisi olan insanın en önemli taraflarından birisi vahye muhatap olmasıdır. Allah Teala kullarıyla gönderdiği kitaplar vâsıtasıyla konuşmuş ve onlara merhametinden dolayı kitaplarla, peygamberleriyle, dünya ve âhiret terazisini gösterip güzelle çirkini ayırt edebilme imkanını vermiştir. Kur`an hem dünya hem de âhiret kitabıdır. Evet Kur`an-ı Kerim bir hayat kılavuzudur, hayata hayat katan kitaptır, kılavuzdur. Onsuz bir hayat yük olur omuzlarımızda. Kur`an Mü’min olan kula farklı kapılar ve pencereler aralar âdeta. Bu ezelî kelâmın ardından giden insanlar hiçbir zaman tıkanıp yarı yolda kalmamış Makasıd-ı Sübhaniyeye en kolay taraftan en kısa yoldan ulaşmıştır.
İnsanlar acıklı, sevinçli ne varsa O’nda bulmuş, hüznünü, sevincini O’nda tatmıştır. Bediüzzaman Sâid Nursî Hazretlerinin yorumları ile zaman ihtiyarladıkça Kur`an-ı Kerim gençleşmiş, zaman O’nu eskitmemiş, soldurmamış aksine ortaya çıkan her ilmi, fennî ve ictimaî gelişme onun ezelî kelâm olduğuna dâir bir kez daha mührünü basmıştır. Lâkin Rasulullah (sav) hayatında nefesinden dahî daha mühim olan Kur`an mevzu bahis olunca Rabbine yönelip kavminden şikâyetçi olmuştur. Âyet-i kerîmede bahsi edilen mehcur bırakma hakkında Elmalılı Hamdi Yazır şöyle der; Mehcur tutmak iki anlama gelir, birisi terk edip uzak durmak, onunla amel etmemektir.
Zîrâ bir hadis-i şerifte şöyle buyurulmuştur, "Her kim de Kur`an`ı öğrenir de Mushaf`ını asar, ilgilenmez ve bakmazsa; kıyamet günü gelir, yakasına sarılır `Ya Rab! Bu kulun beni mehcur tuttu (beni terk edip uzak kaldı, benimle amel etmedi), benimle arasında hüküm ver` der." Ve tekrardan Efendimiz, “İnsanlar üzerine öyle bir zaman gelecek ki Kur`an bir vâdide onlar başka bir vâdide olacaklar." Efendimiz`in ( s.a.v) bu dediği zamanlar bu zamanlar mı? Kur`an-ı Kerimin ben bunlardan davacıyım dediği, Kuran-ı mehcur bırakan nesil miyiz? Saatlerimizi onca boşa harcarız da iki sayfa Kur`an okumaya üşeniriz.
Evet İslâm ümmetinin içinde bulunduğu bugün ki durumun ana müsebbibi Kur`an’dan hicret edişimizdir. Ümmet şimdi kopmuş bir gerdanlığın savrulan incileri gibi darmadağınık olmuş kendisini toplayacak bir el beklemekte ama hâlâ anlaşılmamış ki bu ancak Kur`an’ın hâkimiyetinde olacak ve sahil-i selâmete ancak Kur`an’la varılacaktır.
Gönlümüzden geçenleri Âkif` in herkes tarafından bilinen muhteşem dizeleriyle bitirelim.
“İbret olmaz bize, her gün okuruz ezber de, / Yoksa bir maksad aranmaz mı bu âyetlerde?
Lâfzı muhkem yalınız, anlaşılan, Kur’an’ın: / Çünkü kaydında değil, hiçbirimiz mâ’nânın:
Ya açar Nazm-ı Celil’in, bakarız yaprağına; / Yâhud üfler geçeriz bir ölünün toprağına.
İnmemiştir Kur’an, bunu hakkıyle bilin, /Ne mezarlıkta okunmak ne de fal bakmak için!”
GENÇ'ın Yazısı.