Süleyman Ragıp Yazıcılar / Genç Haber Merkezi / @suleymanragip

Mis gibi bir gündü…

Dün, Hüdayi Vakfı’nın düzenlemiş olduğu geleneksel pikniğe katıldık. Polonezköy’de Değirmenpark ismindeki güzel bir alanda gerçekleşti pikniğimiz. Temiz hava soluduk bol bol. Bedenlerin yorulduğu gibi ruhlar da yorulurmuş ya, ruhlarımızı dinlendirdik. Çocuklar doyasıya oynadı, aileler bir nebze olsun ferahladı.

Piknik boyunca çeşitli ikramlar oldu. Kahvaltıdan tutun da dondurmalara kadar düşünülmüştü. Emeği geçenleri şükranla anmak üzerimize bir borçtur. Gönüllerine huzur, ömürlerine bereket dilerim. Hele bir de manevi ikram vardı ki, pikniği piknik yapan asıl oydu diyebilirim. İkindi sularında, Osman Nûri Topbaş Hocaefendi teşrif ettiler ve doyumsuz bir sohbette bulundular. “Bunca güzel manzara eşliğinde geldik buraya… Lakin hepsi bir gün yok olacak, bir kağıt dürülür gibi dürülecek yerler ve gökler… Ahiret için çalışmak lazım…” diyerek sözlerine başladı ve muhtasar bir sohbet gerçekleştirdi. Alabildiğim notları paylaşmak isterim:

•    Kemâle eren mümin, kendisinden kurtuluş bekleyen insanlara ve topluluklara da rehberlik edecek, önderlik edecek.

•    Televizyon bağımlılığın yanında şimdi yeni bir bağımlılık daha var: İnternet bağımlılığı. Bir çeşit uyuşturucu gibi tüm dünyayı sarmış durumda.

•    Bir yandan bilgisayar oyunları diğer yandan moda sürüklüyor gençleri. Araştırmalar en uzun oyun oturumlarının ülkemizde olduğunu gösteriyor…

•    Reklamlar şahsiyeti zedeliyor, gayr-i meşru şeyler reklam oluyor…

•    Dünyaya geliş sebebimiz Allah’la dost olmak.

•    Kibir, kendini gösterme sevdası… Kalbin virüsleri bunlar. Cimrilik de aynı şekilde. Kendimize cömert, başkalarına cimri olmamak lazım.

•    Hamakat kalbin kanseridir. Hamakat hâlinde kalp hakikatlere kapanıyor.

•    Kalbin sanatı: Yaratan Rabbin adıyla okumak… İlk başta kendimizi okumak. Nereden geldik, nereye gidiyoruz…

•    Hikmet akla acziyyeti tattırır.

•    Mevlana Hazretleri sırra nail olunca akla ait kitapları rafa kaldırdı, parka çekti.

•    Herkeste bir cevher var. İnsan iç aleminde derinleşince kalpte hikmetler zuhur ediyor.

•    Rasulullah’a ümmet olmanın sevincini ne kadar yaşayabiliyoruz? Kalbimizdeki kıvama bağlı bu…

•    Aklı yanlış yerlerde kullanmak ve kalbe perde çekilmesi: Hamakat budur…

•    Korkaklık mümine hiç yakışmayan bir hâl. Cesaretli olmak ve cesareti yerinde kullanmak lazım. Bir kaşık suda boğulmamak lazım.

•    Muhabbetin neticesi edeptir. Başta Allah’a olmak üzere tüm varlığa edep…

•    Kenara çekilmek yok. Yeryüzünde Allah’ın şahitleriyiz, tüm yeryüzünden mesûlüz.

•    Öyle bir abdest al ki hiç bozulmasın diyor Mevlana Hazretleri. Yani daima ilahi huzurda olduğumuzun idraki içinde olmamız icap ediyor.

•    Zihinden zihine verilenler uçar gider. Kalpten kalbe aktarılanlar ise mühürlenir…

•    En büyük dertliler peygamberlerdir. Ümmetin derdi ile dertlilerdi…

•    Toplum neyi ve kimi yetiştiriyorsa istikbal odur…

•    Bir vecd ile bin secde edecek baş lazım… Kalp dumura uğramışsa o secdeler gafletle geçer…

•    İlmin irfana dönüşmesi zaruri. Zihin depo olmaktan kurtarılmalı. Bilgiler hareketlere ve davranışlara yansımalı.

•    Hocaların kartvizitleri talebeleridir. Talebeler hocaların aynalarıdır.

•    Bu dünyadan giderken, arkandan bir hüsn-ü hâl kağıdı al, bir hoş sada bırak…


Süleyman Ragıp Yazıcılar'ın Yazısı.