Harun Çelik

Firavun dedi ki: "Ey ileri gelenler! Ben sizin için benden başka bir tanrı tanımıyorum. Ey Haman! çamurun üzerinde bir ateş yakıp bana yüksek bir kule yap ki Musa`nın tanrısına ulaşayım. Gerçekten de ben onun yalancılardan olduğunu sanıyorum." 
Kur’an-i Kerim 40-36

Müminler Kabe-i Muazzama’nın etrafında her türlü zaman ve mekan idrakinin ötesinde bir vecd ile sonsuzluk seline kendilerini kaptırmış Yaratan’ın ismini yüceltirken asırlardır hiç çekinmemişlerdi gökyüzüne bakmaktan böylesine. Fakat şimdi o en kutsal mekanda, o en ulvi inkişaf anlarında göz ucuyla görünen manzara karşısında sanki bir harama bakmışçasına utanç ve öfkeyle daralan kalplerle birlikte başlar da öne eğiliyor. Kabe’yi çevreleyen mescidin hoyratlığı karşısında bile rencide olan gönüller artik etraftaki minarelerin arasından gökyüzünü yırtarcasına bas kaldıran firavun kuleleri karşısında çaresizlik içerisinde kıvranıyor.

“ Ahir zamanda, deve çobanları birbirleriyle benim binam daha büyük diye çekişecekler” buyuran yüce sevgilinin nurlu mescidinde de durum hiç farklı değil. Allah (c.c)’in yeryüzünde en sevdiği bu kutsal mekanın avlusundan çıkar çıkmaz karşılaşılan manzara ‘Fakirlik benim övünç kaynağımdır” buyuran efendiler efendisinin ümmeti nerede diye sorduruyor insana. Ve insan düşünmeden de edemiyor hangi iktidar cesaret edebilir Pazar ayinlerinde Vatikan’a gelen on binlerce Hıristiyan’ın rahat ettirilmesi bahanesiyle Aziz Petrus Bazilikası’nın yanı başına gökdelenler dikilmesine. Dünya Kültür Mirası ilan edilen Roma, Paris ve Londra’nın sakinleri atalarından aldıkları meşum mirası itinayla korumaya muktedirken Mekke ve Medine kendi evlatları tarafından yağmalanıyor fütursuzca. Bize de bu yağma karşısında içimizi mısralara dökmek kalıyor aciz ve çaresiz.

Zulmün ve cehaletin kuşattığı karanlık yörelerde,

Kainatı teşrifiyle deviren Kisra’nın burçlarını,

“El fakru fahri” buyuran sevgili, ümmetin nerelerde?

Çekilen bunca acı, keder, örtmeye yetmez suçlarını.

Ve gün geldi hor görüldü fakirler en kutsal beldelerde,

Gariplerle gelen din gariplerle tekrar dirilinceye dek,

Firavun’un Tanrı’yı görmek için diktiği kulelerde,

Yaslanıp ardına deve çobanları Kabe’yi gözleyecek.


GENÇ'ın Yazısı.