Evimin önünden Bakırköy otobüsleri geçiyor. Zaten durağa varır varmaz otobüsüm de geldi. Sütlüce Bakırköy arası; belediye otobüsüyle yarım saat. Bakırköy`e varınca bir yandan yürüye yürüye simidimi yerken, bir yandan da Erdal Demirkıran`a “Yerim Seni ÖSS” kitabı ve ÖSS hakkında soracağım soruları düzenliyordum kafamda. Ama bu arada “Bizden geçmiş artık canım! Yaş olmuş 28. İki üniversite okumuşuz. Daha ne ÖSS`si?... Sıkıcı bir söyleşi olacak...” ve benzeri düşünceler de zihnimden son sürat geçmekte. Neyse trene binip Yeşilköy`e varana kadar bu düşünceleri kafamdan uzaklaştırmayı başardım.

Erdal Demirkıran`ın “Kashna”sı Yeşilköy İstasyon Caddesi`nde; tripleks, güzel bir yapı. Girişi bulmak biraz zor ama... Erdal Bey hiç öyle düşündüğüm gibi biri de değildi. Gayet karizmatik, espritüel, neşeli, enerjik. Daha ilk görüşte pozitif enerji aldım yani. Bilemiyorum belki bunda; daha beni görür görmez kahvaltı yapmadığımı anlayıp, mükellef bir kahvaltı sofrası hazırlatmasının da etkisi olabilir:)) Kahvaltı bayağı neşeli geçti. Ama biraz da iş. Gelelim söyleşimize...

Kitabınızdan bahsedelim biraz?

Yerim Seni ÖSS; içinde ders çalışma tekniklerinden, hedef belirlemeye kadar, sınav kaygısından ÖSS motivasyonu ve konsantrasyonuna kadar çok çeşitli konuları barından farklı bir çalışma.

Peki farkı ne?

Daha önce hiç bir kişisel gelişimcinin ya da hiç bir ÖSS motivasyonu konusunda kitap yazan kimsenin önermediği, bilmediği yepyeni teknikleri anlatıyorum bu kitapta. Çok farklı, aykırı, yeni şeyler var kitapta. Nasıl yaparsan kazanırsın bu ÖSS`yi sorusunun cevabı fazlasıyla var. Kitabın sağ üst köşesi var ya. Orada bir de sınav şekeri var. Bu şekerin içinde patates nişastası yoğun bir şekilde var. Beyni hareketlendiren, hafızayı, hatırlama yüzdesini artıran bir şey patates nişastası. Haşlanmış patateste bolca bulunur. Haşlanmış patatesin etkisini, şekerin içene nişasta koyarak, şekerde topladık. Dolayısıyla bu şekeri yediğiniz zaman, bir tane haşlanmış patates yemiş kadar hafızanız güçlenmiş oluyor. Ki bu da %30`a tekabül ediyor Toronto Üniversitesi`nin yaptığı araştırmaya göre.

Kızartması da çalışır mı? :)

Kızartma olmuyor abi. Haşlama olması şart. :)

ÖSS`ye çalışma tekniklerinden önce belki biraz ÖSS`yi tartışmak lazım. Gerekli mi sizce?

ÖSS... Tabi. Gerekli şu anda. Bu haliyle gerekli. Üzgünüm ama gerekli.

Nedendir?

Şimdii... Mutlaka bir eleme gerekiyor. Çünkü herkesi üniversiteye alamıyoruz. Zaten bi` kere herkes üniversiteye gitmek zorunda falan değil.

Hah! Onu diyecektim: Herkes gitmeli mi ya?!.

Yok öyle bir şey. Adam istemiyor aslında üniveriteye gitmeyi. Ama toplumsal baskılar neticesinde illa üniversiteye gideceğim diyor. “Abici`m gitme ya!..” Baban için üniversite okuma yani.

Hayatta tutunmanın tek yolu üniversite kazanmak mı?

Yok. Hiç alakası yok. Üniversite kazanmadan hayatını sürdüren, çok ciddi yerlere gelen yüzbinlerce insan var dünyada. Bu bir zorunluluk olmamalı. Nasıl mesela araba almak sana bağlı, senin inisiyatifinde bir şey ise üniversite de öyle olmalı bence. Bunları kazanamayanlara teselli olsun diye söylemiyorum. Onu da sana söyleyeyim! Bu “iş bilme”yle ilgili bir şey. Yani üniversite okumuşsun okumamışsın bu çok önemli bir şey değil. 1,5 milyon insan sınava giriyor. İddia ediyorum; bunların 1 milyonu babasının zorundan sınava giriyor. Düşünsene: ÖSS bitikten sonra adam hiç bir şey hatırlamıyor abi! Adam sadece ÖSS`ye çalışıyor. Geleceğe çalışmıyor. Çünkü onun gelecekle ilgili planı başka."Üniversiteyi kazanamadım. Üniversitede okuyamadım." Zaten istemiyordun... Tamam mı? İstemiyordun o yüzden kazanamadın. Ben zaten insanların "özgelecek"lerinin olmasından yanayım. Yani gelecek için büyük planlar yapmalarından yanayım. Gelecek için yaptığı büyük planın içinde üniversite olsa da adam o noktaya gidebilir olmasa da gidebilir. İlla ünivesite okumak gerekmiyor. Bu bir. İkincisi; "ÖSSşart mı?" Tabii ki şart. Üniversitelerimizde kapasite problemimiz var. Bu kapasite problemimizden dolayı mutlaka bir eleme sistemine ihtiyaç var. Başka yolu yok. Ama ÖSS`nin sistemi yanlış mı? Kesinlikle yanlış. Mesela bu sistem çok basamaklı yapılabilir. ÖSS`yi bir seneye sıkıştırıp, adamın kaderini son bir senede belirlemenin alemi yok. Zaten şu anki ÖSS hayalgücü eksik adamları üniversiteye alıyor. O da ayrı bir sorun.

Tercih sistemi?

“Bir yere kapak atalım.” Dersane sistemi bir kere hatalı. Adam matematik öğretmeni. Düşünebiliyor musunuz? "Hocam benim matematik eksiğim var." dediğimde -Matematik öğretmenine soruyorum ben bunu. 3 sene bana lisede matematik anlatmış adama soruyorum.- " adam bana matematik öğrenimi için dersane tavsiye ediyor. 3 senede bana öğretemediği matematiği, onun tavsiyesiyle gideceğim dersanade öğreneceğim.

Ben matematik hocası olsaydım: "Oğlum.." derdim. "Matematiği öğretiyorum ben sana. Gitme." derdim. "Başka dersi bilemem..." Bu sorgulanması gereken bir durum. Daha açık söylemek lazım bazı şeyleri belki ama söyleyemiyorum.

Söyleyin söyleyin...

Bu ihanet ya!... Düşünsene senin paran yok gidemiyorsun. Benim param yok gidemiyorum. Sen zekisin. Akıllısın. Ben aptalım ama param var. Dersane de doping işte abi. Nasıl 100 metre engelli yarışında doping aldığı için Ben Johnson eleniyor. Bu da aynısı. Bu ekstra doping almaktır. Fırsat eşitsizliği filan fiyorlar ya... Klasik bir söylem belki ama doğru.

Peki bu ÖSS sisteminin bir türlü kaldırılamamasında dersanelerin etkisinin olduğunu düşünüyor musunuz?

Yok yok... O kadar akıllı adam yok Türkiye`de merak etme. Ben sana bir şey söyleyeyim mi: Devlet istediği her şeyi yapabilir. Devlet yarın sokağa çıkmayın dese hiç birimiz çıkmayız. Doğru mu?

Doğru.

Yapıldı bu. Yapmadık mı abi? Deprem olacak diyor. Evinizden çıkın diyor. Çıkıyoruz. Devletin dediği neyi yapmamışız bana söyle misin? Devlet ÖSS`yi kaldıracak da dersaneler ona laf edecek öyle mi? Başbakan, yahut ilgili bakan; yarın "Dersanaleri kapatıyorum." desin. Hiç bir şey olmaz.

Peki üniversiteyi kazanmak için dersanaye gitmek şart mı?

Şu anda şart. Neye benziyor biliyor musun bu?... Benzemiyor. Hiç bir şeye benzemiyor(!)... Garip bir şey.

Kih kih kih ...

Ben sana söyleyeyim mi? Dersane mersane hiç bir şey değil... Önemli olan hedef. Adama diyorum ki "Hangi bölümü istiyorsun? İşletme mi iktisat mı?" İşetme diyor mesela... "Peki iletişim olur mu?”. Biraz düşünüyor: "Olur olur." diyor. "Ya ne alakası var yavrucuğum. Biri işletme biri iletişim. Baş harfler -i- diye mi yani?" Adam makine mühendisi olmak istiyorum diyor. Tıp da yazacağım ama diye ekliyor. Böyle bir mantık yok.

ÖSS`ye hazırlanan arkadaşlara ne tavsiye edersiniz?

ÖSS`ye hazırlanmamalarını tavsiye ederim. Hayata hazırlanmalarını tavsiye ederim. ÖSS`ye hazırlanmasın abi hiç kimse! ÖSS`ye niye hazırlanıyorsun abi sen? Bakın laf olsun diye kelime oyunu yapmıyorum. Bu cümleyi burada bıraksam çok klasik bir tavır olur bu. ÖSS`ye hazırlanmasın. 2030`a hazırlansın. 2030`a hazırlanmışsa, atıyorum Dünya Bankası`nın başkanı olacağım demişse işletme okumak zaten onun için hedef olamaz. Çünkü 2030`da Dünya Bankası Başkanı olmak isteyen adam, yaptığı planlamada zaten "Haa... Demek i benim bu sene işletmeyi kazanmam lazım." der. Burası için kazanmam lazım. Böyle olmayınca kazansan ne olur ki? Arkası boş. "Üniversiteyi kazanırsan ne olacak? diye soruyorum... Cevap yok. "İşte okuyorum." diyor. "Diploma alacağım, işimi yaacağım." diyor. "Hedefin ne?" "İşimi iyi yapmak." "İşin ne yavrum?"

Hedef belirleme noktasında ne yapmak lazım? İnsanların kafasında ben ne olacağım ileride sorusu yok. Bu soru niye uyanmıyor?

Ben yapamam diye bir çengel var.

Onu oluşturan ne?

Çok üzgünüm ama babalar ve anneler oluşturuyor. "Sus konuşma! Sen ne anlarsın?!..." demeye başlıyoruz çocuğa doğduğu andan itibaren. Çocuklarımıza olan bakışımız değişmeli. "Yapabilirsin yavrum." dese baba, çocuk yapabileceğine inanarak büyür. Ve günü geldiğinde hedefini adam gibi koyar ve yoluna devam eder.

Yani ÖSS konusunda özgüvenin artırılması temel yöntem?

Tabii ki...

ÖSS`ye çok kısa bir süre kaldı. Arkadaşlara somut olarak ne önerirsiniz?

Öğrencilerden bir bana dedi ki "Hocam ben ne yapayım ÖSS`yi kazanmak için?" Dedim "Çok çalışacaksın." "Hocam" dedi; "Çok klasik olmadı mı?" Klasik ama doğru tek. Doğrusu bu. Haa... Nasıl çalışacaksın ben sana söyleyeyim: Planlı programlı çalışacaksın. Bunlar çok detaylı konular. Şimdi girsek çıkamayız. Mesela "Programlı çalışmak istiyorum ama çalışamıyorum." diyor adam. Bunun en kısa yolu hayatta yaşadıklarımızı programa dönüştürmek. Aslında kitabın içinde son ikşi ayda yapılması gerekenlerle ilgili bir bölüm de var. Sınav kaygısı önemli bir konu. Sınav kaygısından nasıl kurtulmak lazım. "Çok heyecanlanıyorum. Hocam ben ne yapayım?" diyor adam mesela. Bunun da cevabı var kitapta. Okuyucuları niye kitaba yönlendiriyorum? Çünkü bu ayak üstü üç satırla söylenecek bir şey değil.

"Çalış... Çok çalış... Düzenli, programlı çalış..."ın dışında sınavı kazanmakta faydalı olacağını düşündüğünüz başka yönetem veya önerileriniz var mı?

Tek yol tabii ki bunlar değil. Mesela ÖSS kıyafeti konusu. Kayıt cihazı ile ders çalışmak gibi çeşitli metodlar var. Mesela derse odaklanmanın formülü var. Formülleri ezberlemenin formülü var. Post it tekniği, ara verme, vücudunu dinleme... Bunlar hakikaten de ayak üstü anlatılamayacak kadar önemli ve sıradışı yöntemler.

Kitap piyasaya çıktıkatan sonra sonuç ne oldu? Ne gibi geri dönüşümler aldınız?

Mesela deneme sınavında 160 puan alan çocuklar 240 puan aldılar. Matematikten 20 neti olan 35 nete çıkardı. Bunlarla ilgili çok güzel e-postalar aldık. "Hayalim sadece bir okul okumaktı. Şimdi Avrupa İnsan hakları Mahkemesi Baş Savcısı olmak istiyorum." diyen öğrencilerim oldu. Bu anlamda güzel geri dönüşümler aldık. Dersanelerin, devlet okullarının bir çoğu kitabı tavsiye ediyor. Hatta kitabı bizden alıp, öğrencilerine ücretsiz dağıtan kurumlar var.

Som olarak söylemek istediğiniz bir şeyler var mı?

ÖSS: Özel Sivri Sinek. ÖSS, lambaya konan küçük bir sivrisinek sadece. Biz duvara bakınca gölgesinin büyüklüğünden korkuyoruz sadece. Gözümüzde büyüttüğümüz için büyüktür bu sınav. Küçülttüğümüzde küçülür...

Doğru söze ne denir. Benim için gayet keyifli bir söyleşi oldu. Umarım sizin için de öyle olmuştur. Erdal Demirkıran ve çalışmları hakkında daha ayrıntılı bilgi almak isteyenler “kashna.com” adresini ziyaret edbilirler. Kalın sağlıcakla...


Sinan Özgenç'ın Yazısı.