Bizim kadim kültürümüzde elde demir asa, ayakta demir çarıkla, bulana kadar aramak var. Allah’ın izniyle ayakkabıya ihtiyacımızı  bile fark etmeyiz, o açığı duyurmaz Allah.

Bu ayki yazımı kurgulamış, notlar almaya başlamıştım ki, gündemimiz bizi farklı alanlarda yazmaya sevketti. Hayat hergün karışık  alfabelerle bize sinyaller gönderiyor. Aslına bakarsanız çoğu birbiri ile alakalı.

Dini İçerikli Yayın

Çocuklar için, eğitimciler için kitap tanıtımları yaptığımız, etkinlik tavsiyelerinde bulunduğumuz bir web sitemiz var  (www.cocuklarbizim.com*). Bazen kendi okuduğumuz kitapları tanıtıyor, bazen de iyi diye duyduğumuz kitapların hazır tanıtımlarını alıp yayınlıyoruz.

Bu minvalde nette gezinirken,çocuk kitapları tanıtan başka bir siteye rastladım. Tanıtımlarından istifade noktasında kibarca soru  sordum, kibarca reddedildim. Sizin tanıtımları alıntılayabilir miyiz, dedim. Cevap olarak gelen reddedilme gerekçemiz şu: “Dini ağırlıklı olduğu için sitenizde yer almak istemiyoruz.”

Biraz beynimizden vurulmuşa döndük tabi. Genç’lerle paylaştık bu durumu. Sağolsun Lütfi abi “mertçe ‘dert’ olduklarını ifade  etmişler. Vah bahtsızlar vah...” deyip teselli etti şaşkınlığımız sıcakken.

Burası dünya. Safların ayrışması hiçbir zaman sona ermeyecek. Akif’in dediği gibi, yumuşak başlı olsa da uysal koyun sınıfında yer  almaya niyeti olmayan, kavi bir duruş için her dem uyanık olmalıyız!

Dur, oku, yaz, başkaları ile paylaş! Çalış, en güzelini yaz! Başkalarından sen değil, senden başkaları istifade etsin! İnsanlar  kendilerine iyilik yapanın kişilik özelliklerine meylederlermiş bir müddet sonra. İhsan, muhabbet ve ardından meyl. İyi ki izin  vermemişler yazılarını almamıza! Allah korumuş!

En Sosyali En Etkilisi

Time dergisi yılın en önemli, en etkili insanlarının listesini yayınlıyor mutad olarak. Daha önce de bahsedilmişti, bu ara yine  gündemimde. Dünyaya yön veren insanların ezici çoğunluğu sosyal bilimler alanında eğitim almış, bu alanda çalışan insanlar.  Biliyor muydunuz? Halbuki bizde fen-matematik alanları zekiler, sosyal bilim alanı da geri kalanlar içindir gibi bir yargı hakimdir. Bir  şey hakkında çok iyi, önemli diye inanıp, daha sonra onun içi boş olduğunu ya da en azından o kadar da önemli olmadığını fark  edince siz de aldatılmış, ihanete uğramış, emekleri zayi olmuş gibi hissediyor musunuz? (Annem hep emeklerin zayi olmasın, diye  dua ederdi, ne güzel bir dua imiş) Dünyaya yön verecek, insanları etkileyecek işler yapma gibi bir derdiniz varsa, tercihlerinizi yaparken bir kere daha düşünün. Tercih yaparken, alan seçerken aman bu bilgiyi es geçmeyin!

Ayakkabı Almaya Vakti Yok

Birkaç yıl öncesine ait ses kaydı dinliyorum. Bir güzel insan anlatıyor. Çocukların namaz kılmak yerine bale yapmasını tavsiye eden  kadının, kendisine ayakkabı almaya bile vakti yokmuş, diyor. Kendi ihtiyacını için çarşıya çıkmaya bile vakti yok çünkü inandığı  değerler uğruna dur durak bilmeden çalışıyor. “Menfi örnekler sizi daha fazla gayrete getirmeli” diyor o güzel insan. El Hak doğru.  Neyse ki bizim kadim kültürümüzde elde demir asa, ayakta demir çarıkla, bulana kadar aramak var. Allah’ın izniyle ayakkabıya ihtiyacımızı bile fark etmeyiz, o açığı duyurmaz Allah. Siz Allah’ın dinine yardım ederseniz, Allah da size yardım eder, demiyor mu? (Muhammed Sûresi, 7)

Bir yanda bizimle adı anılmak istemeyenler, bir yanda asıl uğraşmamız gereken alanlar, bir yanda gece gündüz çalışanlar. Gerçekten  tatili kabre ertelemek zorunda kaldığımız bir zaman, ahir zaman. Allah azmimizi, şevkimizi güçlendirsin.

*Sitenin adresini gördünüz. Tıklamazsanız da size vebal.


Rabia Gülcan Kardaş'ın Yazısı.