İlahiyatçılara Parlak Bir Kariyer İmkânı
Doğrusu mudur bilmem ama –doğrusu olmadığı bu girişten belli zaten- bugünlerde parlak bir kariyere sahip olmak isteyen ilahiyat öğrencilerine şunu tavsiye ederdim: Lisans döneminizde klasik fıkhı halledin, İngilizce öğrenin, akabinde de yüksek lisansınızı bankacılık ve finans üzerine yapın. (Fıkıh, Arapça ve İngilizce öğrenecek iktisat, işletme öğrencileri de olabilir.) Böylece İslami finans uzmanı olmak için asgari şartları halletmiş olursunuz. Ondan sonrası uluslararası finans sektörünün yakınlarında bir yerinde konuşlanmaya kaldı. Bir de tabii buraların efendileri ile ilişki kurmaya ve bu ilişkileri geliştirmeye…
Bugün dünyanın menkul kıymete dayalı en büyük beş bankası da (İsviçreli UBS AG, İngiliz HSBC and Barclays Plc., Fransız BNP Paribas SA ve Amerikan Citigroup) İslami bankacılık yapan bölümlere sahip. İslami tahvillerin satışı geçen sene, uluslararası tahvillerin satışından dokuz kat, ABD tahvillerinden ise iki kat daha fazla gerçekleşmiş. Bu piyasada dolaşımda olan İslami menkullerin 2015’e kadar 2,8 trilyon dolara ulaşması bekleniyor. Böylesi potansiyele sahip bir piyasada uzman olmanın önemini izaha gerek yok. Üstüne üstlük bu piyasada uzman kıtlığı çekiliyor. Hem dini ahkâma vakıf hem de finansal piyasaların nasıl işlediğini bilen uzmanlar yok denecek kadar az; mevcutlar el üstünde tutuluyor. Saati 500 dolarlık, yıllığı ise ortalama 1 milyon doları bulan ücretlere burun kıvırdıkları bile oluyor. Uzman az olunca, eldeki az sayıdaki ulema yoğun bir mesai altında çalışmak zorunda kalıyor. Bahreynli Nizam Yakubi mesela. Tam 40’dan fazla şirketin danışmanlığını yapıyor.
Yine Suudi Abdül-Settar Ebu Gudde 37 uluslararası şirkete danışmanlık yapıyor. Evet, finansçı olacak ilahiyatçılar ya da ilahiyat eğitimi alacak finansçılar… Piyasa, pardon dünya sizi bekliyor. Biraz küresel düşünün canım! Neymiş artık ilahiyatçılık istihdamı zor bir meslek olmuş. Bunlar küçük işler… Ufkunuzu genişletin. Zora talip olun, büyük düşünün. Ezilip büzülmeyin. Bakın fırsat işte. Siz de ezenler tarafına geçin.
Haksızlık edin; edin de haklı olduğunuz anlaşılsın…
Mehmet Lütfi Arslan'ın Yazısı.