Geçmişin Despotları, Şimdi Özgürlükçü Oldu!
Muna Evdüzen
28 Şubat döneminde İslâm uğruna sıkıntı çeken, özgürlükleri kısıtlanan birçok abimiz, ablamız var. Ben onlar kadar çok sıkıntı çekmedim belki ama “Milli Güvenlik” dersi mağdurlarındanım. O senenin başında, kızlarla beraber anlaşmıştık. Sonuna kadar direneceğiz, açmayacağız başörtümüzü dedik. Fakat gün geçtikçe fikirler değişiyor ve tavizler artıyordu. Arkadaşlarımın hepsi birer birer başlarındaki örtüyü çıkardılar. Ardından hadlerini aşarak başını açmayanlara da “hizmet” adı altında psikolojik baskı uygulamaya başladılar. Zaten en çok acı veren de “Allah rızası için yapıyoruz, hizmet için yapıyoruz” diyerek yaptıkları işleri meşrûlaştırmış olmalarıydı. Ben bu dönemde arkadaşlarımla çok tartışıyordum ve çok üzülüyordum. Onlar için ne olacaktı ki başımı birkaç defa açsaydım? Evet, sanki ne olacaktı ki birkaç defa kendimi ateşe atsaydım? Bunlar yetmiyormuş gibi bâzı hocalarım da gelip lâf atıyordu, “Şimdi Milli Güvenlik dersinde başını açmayıp inatlaşanlar, ileride kendi rızâlarıyla açılıyorlar, var öyleleri, çok gördük…” diyorlardı. İçimden sabır çekip susuyordum. Lâfları yüreğime dokunuyordu… Bir gün önüme disiplin cezası için savunma kâğıdı koydular. Aynen şunları yazmıştım, “Allah’ın emirleri, öğretmenlerimin emirlerinden daha üstündür. Bu yüzden Milli Güvenlik dersine girmiyorum.”
Böyle bir sözü yazmak suç olduğu için savunmamı değiştirmemi istediler. Değiştirdim. Beni alıp boş bir sınıfa götürdüler. Disiplin kurulundaki hocalar vardı.
- Niye girmiyorsun Milli Güvenlik derslerine?
- Başımı açmak istemiyorum.
- Kızım, ben istesem şu anda hem senin, hem bu okuldaki tüm öğrencilerin başını açtırırım. Ama sizin iyiliğinizi (!) düşünüyorum. Sen ister misin senin yüzünden bütün arkadaşlarının başlarının açılmasını? Bunu çok rahatlıkla yaparım.
- Hayır hocam yapamazsınız!
- Ne demek yapamazsınız!
- Hocam beni okulumla, derslerimle ve arkadaşlarımla tehdit edemezsiniz. Bu yönden baskı yapabileceğinizi düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz. Gerekirse okuldan ayrılırım. Hiç umurumda olmaz. Ama benim örtüme dokunamazsınız!
- Terbiyesiz! Sen nasıl böyle konuşabiliyorsun?
- Hocam kendimi savunuyorum, terbiyesizlik mi oluyor?
Bir diğer hocam bizi sakinleştirdi. Ve suçlu (!) olduğum için kınama cezası aldım.
O gün benim özgürlüğümü kısıtlayan hocam, bugün Gezi olaylarında “özgürlük” adı altında eylemlere destek veriyor. Çok merak ettim. Hangi özgürlükleri kısıtlanmış? Bizim bilmediğimiz ikna odaları mı kurulmuş? İçki içilmesin, başörtüsü kullanılsın diye ikna odaları mı kurulmuş?
Benim bugün cezam ortadan kaldırıldı elhamdülillah… Sicilimde suçum(!) yazmayacak. Lâkin o zaman beni düşündükleri için (!) bana baskı yapan arkadaşlarım şunu iyi bilmeliler, Ben Milli Güvenlik dersinden hiç kalmadım ama siz Allah’ın imtihanından geçemediniz. Üzgünüm…
Ayrıca bu sıkıntılı dönemimde bana mânevî destek veren ailemden Allah râzı olsun. Bir de her hafta sonu gelip dertleştiğim Genç Gönüllüsü Ulya Ablamdan ve Ömer Hocamdan da Allah râzı olsun.
GENÇ'ın Yazısı.