Ali Karaçam

Yaklaşık 1 milyon 800 bin öğrenci 17 Haziran’da ÖSS’ye girecek. 3 saat 15 dakikalık bir sınavdan sonra gençler, 11/12 yıllık emeklerini ya alacak ya da alamayacaklar. Bu sınavda herke-sin gönlündeki yeri kazanması dileğimiz. Ancak dileklerin de gerçekleşebilmesi için işin şartları-nı yerine getirmek gerekir. İşte ÖSS arifesinde adayların kafasını en fazla meşgul eden 10 soruyu belirledik ve bir zamanlar bu süreçten başarıyla geçen iki gence sorduk.

Murat Oktay ve Rıdvan Gülşen… Her ikisiyle 1997 yılında tarih ve sınıf öğretmenleri o-larak tanıştım. Üç yıllık beraberliğimizde onların ÖSS’ye hazırlanışlarını adım adım takip ettim. Yaklaşık 75 bin soru çözerek Türkiye dereceleri elde ettiler. Görüşmemizde ÖSS adaylarına çok önemli taktikler verdiler.

Sınavdan bir önceki günü ve geceyi nasıl geçirmelidir?

M. Oktay: Sınav gecesi Rıdvan ile beraber dershanenin yurdunda kalmıştık. Ben sınavı çok düşünmemeye çalıştım. Kafamı tamamen sınavla meşgul etmedim. Belki inanmayacaksınız ama gerçek, normal bir denemeye girer gibi sınava gittim. Sınavdan sonra heyecanlanırdım. O dakikalar benim için zor geçerdi. Kaç yanlışım çıkacak, diye düşünürdüm. Annem-babam, arka-daşlarım ne der, diye düşünmezdim. Ancak sınav esnasında tamamen soruların çözümüne kon-santre olurdum. Çünkü bir anlık konsantre eksikliği soruları yanlış çözmeme neden olacağını bi-liyordum. Bazı denemelerde bu tecrübeyi yaşadım. Sınavdan bir gün önce konu çalışmak ya da zor bir deneme yapmak anlamsız. Ben kafama takılan bir iki konuyu arkadaşımla sohbet havası içerisinde konuşmuştum. Denemelerde özellikle beklediğinin altında neti olan arkadaşlar, son gün kolay bir deneme yaparak moral bulabilirler. R. Gülşen: Murat’ın anlattıklarını ben de yaşadım.

Bunlardan farklı olarak; son gün yaşa-nılan şehirde deniz varsa sahile; yoksa göl, nehir, dere gibi yerlere gidip suyun sesi dinlenebilir. Zihnin ciddi anlamda dinleneceğini göreceksiniz. Ben bir öğretmeninin tavsiyesi üzerine Saray-burnu sahiline gitmiştim ve bir iki saat denizi seyretmiştim. Yoğun trafik yaşayan zihninim hafiflediğini hissetmiştim, rahatlamıştım.

Sınav öncesi kahvaltıda neler yemelidir?

M. Oktay: Her gün ne yiyorsan onlar. Sınava yönelik ekstra bir şeye gerek yok. Hele zih-nim açılsın, diye bolca tatlı yemek doğru değil. Fazla çay içmek ya da sıvı tüketmek, sınavda tu-valet ihtiyacını doğurabilir. Süt içmek, yoğurt yemek de uyku getirebilir. Portakal suyu içilebilir.

Evden çıkmadan önce ılık suyla duş almak iyi gelebilir. Özellikle saçlarında kepek ya da kaşınma sorunu yaşayanların duş alması çok daha anlamlı olacaktır.

Sınava giderken hangi malzemeleri götürmelidir?

R. Gülşen: Bazı arkadaşlarım zihninin açılması için yanlarına çikolata almışlardı. Hatta sınav ortasında muz yiyen dahi görmüştüm. Bence bunlar dikkat dağınıklığına neden oluyor. Sa-deliği ve doğallığı tercih etmelidir.

Kalem açacağı, silgi, su, nüfus cüzdanı ve sınava giriş kartı ve en az iki kalem alınmalıdır. Hapşırma, ter silme gibi durumlarda peçeteye ihtiyaç duyulabilir.

Terletmeyecek, oturmayı zorlaştırmayacak giysiler tercih etmelidir. Pamuklu giysiler ve spor kıyafetleri iyi bir tercih olabilir.

Sınav esnasında anne-baba ya da bir yakının dışarıda beklemesi faydalı olur mu?

R. Gülşen: Benim annem çok heyecanlıdır. Bundan dolayı sınav gecesi yurtta kalmam çok iyi oldu. Ancak daha önceden o yurtta kalınmamışsa ve kimse tanımıyorsa, yurtta kalmak iyi so-nuçlar doğurmayabilir. Sadece son gece yurtta olmak doğru değil. Son bir hafta kalmak daha iyi olur. Sınava yalnız gitmek de, kişinin hep sınavı düşünmesine sağlayacağından aşırı strese neden olabilir. Sonuç itibariyle çok heyecanlı yakınlarımızla sınava gitmek yerine, ya arkadaşlarla ya da konuşmalarıyla sakinleştirici özelliğe sahip birisiyle gidilebilir.

Sınav esnasında olumsuzluklarla karşılaşılınca ne yapmalıdır?

R. Gülşen: Dışarıdan ses gelmemesi için okul çevresinde önlemler alınıyor. Yani eskiden olduğu gibi seyyar satıcıların bağırtıları eşliğinde sınav olunmuyor artık. Sınava ilkokulda girmek alçak sıralar bel ağrısına neden olabilir. Çok büyük sıkıntı olacaksa sıra dizlerin üstüne alınarak bu sorun giderilebilir. Lisede ya da üniversite anfilerinde girenler zaten bu sorunu yaşamayacak-tır. Yüze güneş vurma problemi olabilir, böyle durumlarda sınav gözetmenlerinden perdelerin çekilmesi istenebilir. Pencere ve kapının aynı anda açık olması durumunda cereyanda kalınabilir. Yine gözetmen hocadan yardım istenilebilinir. Sıralar arası çok sıkışıksa sınav öncesinde en ön-deki sıradan başlanarak sıraların arası açılabilir. Bunun için sınavdan bir gün önce sınava girile-cek okul hatta sınıf görülmeli, sıralarının sıralanışına bakmalıdır. Hani futbol takımları rakip ta-kımın sahasında oynayacağı zaman maçtan bir gün önce giderler ve bir antreman yaparak sahaya alışmaya çalışırlar, ÖSS adaylarının da yapacağı bu türden olmalıdır.

M. Oktay: Sınavda gözletmenin birisi belli bir süre yanımda durmuştu. Bu durum bende, sanki kopya çekmeye teşebbüs ediyorum da buna mani olmaya çalışıyor gibi bir psikolojiye sevk etti. Hocaya rica ederek yanımdan uzaklaşmasını sağladım. Ancak böyle durumlarda sakin olma-lı. Bir tartışmaya girilmemelidir. Bu tartışmadan hocanın değil sınava girenin zararlı çıkacağı muhakkak.

Sınava hangi branştan başlamalıdır?

R. Gülşen: Ben bu iş için çok uğraştım. Türkçem çok kötüydü. En iyisi kafam dinçken Türkçeden başlayım, dedim. Birkaç denemede bunu yaptım ama çok yorulduğumu fark ettim. Türkçede yorulunca matematik testinde zorlanmaya başladım. İyi olduğum matematikten başla-dım, sonra Türkçeyi çözdüm, sonra fen ve sosyal bilgileri. Aslında adayın hedefi ve alanına göre sınavda başlanacak branş değişir. Eğer TM tercihi yapılacaksa Türkçe önemli olduğundan bu branştan başlamak doğru olacaktır. Sonra matematik çözmelidir. Sözelden tercih yapılacaksa o zaman Türkçe-sosyal-matematik sıralaması yapılabilir. Bir de şu tecrübeyle sabittir ki; sınavın ilk 5-10 dakikası tam konsantre olunamıyor. Bu zaman aralığında yapılan ilk soruları sınav kâğıdını teslim etmeden önce bir kez daha kontrol etmekte fayda vardır.

M. Oktay: Ben matematik-fen-Türkçe-sosyal sıralamasıyla soruları çözmüştüm. Bu sıra-lamayı fen lisesi sınavında da uygulamıştım. Çünkü sayısal alanda kendime güveniyordum. İyi olduğum alanla başlamak bana moral kazandırıyordu.

Sınavda beş şıktan üçünü eleyip iki şıkka indirildiğinde doğru şıkkı bulmak için ne yapmalıdır?

M. Oktay: Ben böyle durumlarda % 90 tutturuyordum. Ama sorunun cevabını vermek mümkün değil. Çünkü meslek sırrı (Gülüşüyoruz). Belki de ilham. (Biraz bekledikten sonra) Şa-ka yapıyorum. Hakikaten sınava girenlerin en çok yaşadıkları sorunların başında geliyor bu du-rum. Yanlışta şurada yapılıyor: Sorunun açıklama metni ile soru kısmının bağlantısını iyi yapılmıyor. Soruda ne istendiği iyice anlaşıldıktan sonra doğru şıkkı bulmak zor olmaz.

R. Gülşen: Ben bu tür sorularda, soruyu yazan adam ne düşünmüş, diye hareket ederim. Dikkat ederseniz benim bildiğim değil; soruya hazırlayan kişi ne düşünmüş olabilir ya da benden ne istiyor, bu önemli. Bu bağlamda son 20 yılın çıkmış sorularına bakmak bu alanda yaşanabile-cek sorunları asgariye indirecektir. Bir de sorular üzerinde çok düşünmemelidir. Çok düşündükçe kafadaki “acaba”lar fazlalaşıyor. Doğru şıkkı bulmak zorlaşıyor. Detaylı düşünme yerine soruya odaklanmalıdır. Özellikle biyoloji ve tarih sorularında bunlara dikkat etmelidir.

Sınavın bitmesiyle o gün ne yapmalıdır?

R. Gülşen: İşte bu süreç benim için biraz zor geçer. Acaba kaç yanlışım çıkacak, diye dü-şünürüm. Bugün gibi hatırlıyorum, 2000 yılında girdiğim sınav sonrasında rahatlatmak için he-men Murat’ı aramıştım. Doğruluğundan emin olmadığım bir-iki soruyu Murat’ın nasıl yaptığını sormuştum. Bir karşılaştırma yapmıştık. Bir-iki saat sonra soruların cevaplarını televizyonlar ve-riyor. Televizyonun başına geçip ne kadar yanlışın olduğunu öğrenmek iyi olacaktır. Bazı arka-daşlar ertesi günü gazetelerden öğrenmek istiyorlar, hatta sınav sonuçlarının açıklandığı güne ka-dar bekleyenler oluyor. Yani aşağıya yukarı 40 gün. Ben bu kadar uzun süreli stresi uygun görmüyorum.

M. Oktay: Sınavdan çıkar çıkmaz yakınlarımız, arkadaşlarımız, öğretmenlerimiz sonuçları hemen soruyorlar. Hatta bazıları bütün detayına kadar sorabiliyor. Zor bir sınavdan çıkmış birisi için bu aşırılıklardan kaçınmalıdır. Sonuçların açıklanmasından sonra aranmak daha iyi olur.

Sınavın açıklanmasından tercihlere kadar ne yapmalıdır?

M. Oktay: Sınav sonucunda alınacak puan aşağı yukarı bellidir. Bazı internet adreslerinde elde edilen netler girildiği zaman alınabilecek puanlar hemen öğrenilebilmektedir. Alınacak pua-na göre istenen bölümün hangi üniversitelerde olduğu ve nerelere girilebileceği için araştırma yapmalıdır. Tercih konusu en az sınav kadar önemlidir. Bunun için okuyan üniversitelilerle görü-şülmeli, üniversiteler ve bölümlerle ilgi bilgi toplanmalı, tercih edilmesi düşünülen üniversiteler gezilmeli, özellikle sosyal imkânları öğrenilmelidir. Ama bütün bunları sınavın ertesi günü yapmak sanırım doğru olmaz. Biz öğretmenimizin rehberliğinde sınıf arkadaşlarımızla Gelibolu-Balıkesir-İzmir-Kütahya gezileri yapmıştık. Özel-likle İzmir’de bir tatil köyündeki beş günlük deniz ve havuz keyfi çok iyi gelmişti.

R. Gülşen: Anadolu lisesi sınavı sonrasında yapacak bir şeyim olmadığı için ilk beş gün çok sıkılmıştım. Öyle ki sıkıntıyı aşmak için sanki tekrar sınava girecekmiş gibi soru çözmeye başlamıştım. Sınav sonrası farklı bir coğrafyaya gitmek rahatlatır.

İkinci kez ÖSS’ye girmenizin ilkinden farklılıkları nelerdi?

R. Gülşen: Psikolojik farklılık vardı. İlk girişimde adeta ruhsuzdum. Sebebini bilmiyorum ama hiç kaygım, stresim yoktu. Heyecanlı olmamak da doğru değil. Az korku hiç korkmadan da-ha iyidir, derdi dershane müdürümüz. Bazen yanlış yapmak, başka yapılabilecek yanlışları engelliyor. Çünkü acaba başka yanlışlarım var mı diye düşünüyorsun ve daha dikkatli çözmek zorunda kalıyorsun. İkinci girişimde biraz heyecanım vardı ve daha iyi sonuç almıştım.

M. Oktay: İkinci girişim için ciddi bir hazırlık yapmadım. Sadece bazı formülleri tekrar hatırlamak için sınava bir ay kala bir kitap bitirmiştim. Öyle girdim ve iki sayısal dört de sözel yanlışım vardı.

Kutu Şampiyonlardan Taktikler

R. Gülşen:

• İlk on dakikada yapılan sorular form teslim edilmeden önce bir kez daha kontrol edilmeli-dir.

• Son gün su sesi dinleyin.

• Heyecanlı yakınlarımızla sınava gitmemelidir.

• Sorular üzerinde çok düşünmemelidir.

• Bazen yanlış yapmak, başka yapılabilecek yanlışları engelliyor.

M. Oktay:

• Son gün kolay bir deneme çözebilirler.

• Sınava yönelik ekstra bir yiyeceğe gerek yok

• Sınav anını düşünmemelidir.

• İyi olunan branştan başlanmalıdır.

• Tercih konusu en az sınav kadar önemlidir.


GENÇ'ın Yazısı.