Kalbi küreyi kuşatan insanlara...

Geçtiğimiz ay, Uluslararası Genç Derneği’mizde önemli bir misafirimiz vardı: Abdul Nasır Deen. Ganalı kendisi, 34 yaşında. Ankara Üniversitesi’nde Eczacılık eğitimi aldı, ülkemizde bulunduğu yıllarda boş durmayıp sürekli hizmet peşinde oldu. Örfümüzü, âdetimizi ve kendi deyimiyle ‘yardımseverliğimizi’ çok iyi öğrendi. Şimdi ise bir yandan eğitimine devam ediyor diğer yandan da Afrika için gece gündüz demeden koşturuyor, büyük-küçük birçok hizmetin liderliğini yürütüyor.

Derneğimize geldiği gün, yaklaşık 40 kişi daha vardı salonda. Büyük çoğunluk Afrika’nın çeşitli ülkelerinden Türkiye’ye okumak için gelen gençlerdi. Abdul Nasir Bey önce Türkçe, ardından İngilizce konferans verdi. Müthişti gerçekten de.. İnanmışlığı, sözlerindeki hissiyat, yüzündeki o dertli ifade… Komşusu açken tok yatan bizden değildir hadis-i şerifini öyle güzel izah etti ki, herkes derece derece iç muhasebeye daldı diyebilirim. “Biz Afrikalılar sadece yemeğe aç değiliz.. Biz bilgiye açız, biz takvaya açız” dedi.. Ve açık açık belirtti: “Biz bilgi ve takvanın peşindeyiz!”

Daha sonra Afrikalı öğrencilere şu minvalde şeyler söyledi: “Türkiye’de bir yabancının her zaman saygınlığı, sempatisi vardır. Gittiğiniz her yerde Allah’tan bahsedin, imandan bahsedin, Peygamber Efendimiz’i anlatın.. Emin olun çok tesirli olacak, hayrı çoğaltacaksınız.. Sakın bu ülkede yabancıyız, sessizce gelip sessizce gidelim diye düşünmeyin.. Bizi çok seviyorlar buna emin olun..”

Abdul Nasir Bey konuşması sırasında şu hususu çok vurguladı: “Kesin olan bir şey var, o da hepimiz bir gün öleceğiz.. Arkadaşlar, gayret etmek, çok çalışmak, hiçbir ânımızı boş geçirmemek zorundayız.. Allah’ın rahmetini üzerimize çekmemiz lazım.. Allah’ın rahmetini üzerimize çekmek ancak hizmetle, gayretle, başkaları için yaşamakla olur…”

Konferansın sonunda Afrikalı birkaç arkadaş Kur’an okudu.. O okuyuşlar yok mu, beni benden alıyor gerçekten de.. Kadife sesliydi biri.. Diğerinin de su gibi tilaveti vardı.. Tatlı tatlı Kur’an okunurken dua eden gözlerle karşımda duran kalabalığa baktım.. Ümmet olmak böyle bir şey dedim içimden, duygulandım, hüzünlendim.. Sonra Mali’den bir arkadaş, son olaylarla ilgili dua istedi kalbi mahzun bir şekilde. Biri açtı ellerini ve içli bir dua etti. Rahmet yağdı meclisimize.. Amin dedik hep birlikte…

Şuna eminim: Uluslararası GENÇ Derneği bu tür vesilelerle ihya olacak, âbâd olacak.. Ve şuna da eminim: Küçük dünyalarımız böyle vesilelerle büyük ufuklara çok daha kolay yelken açacak…

Şöyle bitireyim bu bahsi: Afrikalı öğrencilerle olan birlikteliğimiz hâl dili ile şunu da söyledi bize: “Küresel anlamda vizyonu ve misyonu olan sizler.. İngilizceyi su gibi konuşun lütfen.. Arapçayı anadiliniz gibi bilin lütfen…”


Süleyman Ragıp Yazıcılar'ın Yazısı.