Üst Geçit
Cuma namazları için Hastaneler Camii’ne gidiyorum. Baraj Yolu’nda karşıdan karşıya geçmek için kullandığım üst geçidin merdivenlerini, dip-köşelerini kirli-pasaklı görünce içim gidiyor.
Bir meclis.. Hâfız Yusuf Amca, etrafındakilere, topluma hizmet etmenin, insanlara faydalı olmanın, kolaylaştırıcılığın faziletlerinden bahsediyor.
Orada bulunanlar, ara ara kendileri de bazı düşünce ve hâtıralarla muhabbete ortak oluyorlar. Bir menkîbe, fıkra, hâtıra arşivi olan Yusuf Amca, mevzu arasında, ifade etmek istediklerini somut bir örnekle ete kemiğe bürümek için:
“-Meselâ ben Cuma namazları için Hastaneler Camii’ne gidiyorum. Baraj Yolu’nda karşıdan karşıya geçmek için kullandığım üst geçidin merdivenlerini, dip-köşelerini kirli-pasaklı görünce içim gidiyor. Gücüm kuvvetim yerinde olsa da şu hastane yolunda kullanılan yolu, geçidi bir temizleyebilsem; insanlar sıhhat için hastane kapısına giderken, temiz, ferah bir yoldan geçseler diyorum... Ama 80’e dayanmış yaşta da insanın her istediğini yapması mümkün olmuyor..” diyor.
Aradan bir-iki gün geçiyor ki, bir vakit telefonu çalıyor Yusuf Amcanın. Karşıdaki ses, aynı mahallede oturdukları, yakın arkadaşlarından 65-70 yaşlarındaki Hacı Muttalip Amca...
Hâl-hatırdan sonra, Muttalip Amca, o an Yusuf Amcayı ve o andan sonra bu mevzuyu öğrenecek herkesi derin bir hissiyat ve tefekküre sevk edecek şu cümleleri sarf ediyor:
“-Hacı abi, gönlünüzü rahat tutun. Geçen bahsettiğiniz üst geçide bu sabah, evden, süpürge, kürek, bez, kova gibi malzemeleri yanıma alarak gittim. Geçidin karşı ayağındaki kebapçıya, niyetimi arz edip, iş yerlerinden su kullanmak istediğimi, gerekirse parasını ödeyeceğimi bildirdim. Sağ olsunlar hayra ortak oldular. Sabahtan ikindi sonuna kadar, üst geçidin genel temizliğini yaptım. Ferah olun, aklınızı, kalbinizi meşgul etmesin, artık bir müddet insanlar hastaneye pırıl pırıl bir geçitten geçerek gidecekler, selamun aleyküm!...”
Halit Yasir Özoğul'ın Yazısı.