Ortaokuldan liseye geçmek üzere olan, yaş ortalamasının 14 olduğu, yaklaşık kırk erkek öğrenciyle görüştüm dün. Türkiye’nin çeşitli illerinden gelmişler. İstanbul’da bir ay sürecek olan eğitim programına tâbi olacaklar. Bir yandan sosyal aktivitelere katılacak, diğer yandan da konferans ve sunumlarla kendilerine yeni şeyler katacaklar.

Fatihan Yurdu’nda gerçekleşen buluşmamız yaklaşık iki saat sürdü. Biraz ben anlattım, biraz onlar söz aldı. Neler okuduklarını sordum, çok güzel geri dönüşler aldım. Epey kaliteli kitap ismi geçti, sevindim.

Bir ara, içlerinden bir tanesi “evlilik sorunları” isimli kitabı okuduğunu söyledi. Epey güldük bunun üzerine. Ne öğrendin o kitaptan diye sorunca, verdiği cevap daha da gülümsetti hepimizi:

- Benim anladığım, kadınlar her zaman erkekler kendilerine bağlı olsun istiyor. Bir de kadınların süsü püsü çok sorun oluyor.

Derken konu konuyu açtı. Ve onlara şu soruyu sordum: “Sizin kuşağın en büyük problemi nedir sizce?” Neredeyse her birinden farklı cevaplar aldım. Çok güzel tespitleri ve nokta atışları vardı. Not alabildiklerimi, ağızlarından çıktığı gibi paylaşmak isterim:

· Bizim kuşak bilgisayar bağımlısı. Özellikle sosyal paylaşım sitelerinde çok vakit geçiriyoruz. Bir de online oyunlar bizi peşinden sürüklüyor. Çok arkadaşımız parasını harcıyor online oyunlar için…

· Yabancı hayranlığımız çok. Özellikle şarkıcılar…

· Medya bizleri istediği gibi manipüle edebiliyor.

· Hiçbir şey umurumuzda değil, genel havamız bu.

· Akıllı telefonlar bağımlılık hâline geldi.

· Tek bir şeye takılıp kalıyoruz genelde.

· Sevgimiz, saygımız ve sorumluluğumuz azaldı. Bizim kuşak bu anlamda zayıf.

· Okumayı sevmiyoruz.

· Bananeciyiz, duyarsızız.

· Arkadaş ortamları bizi çok bozuyor.

· SBS sürecinden nefret ediyoruz, bizi çok yıpratıyor.

· Sözünde durmamak kötü bir şey olarak görülmüyor bizim aramızda. Kötü bir ahlak olarak görülmüyor.

· Müthiş bir sigara özentiliği var, sigara için çok kişi var sınıflarda.

· Aileler bize karşı ilgisiz. “Her şeyi sizin için yapıyoruz” diyorlar ama akşam eve gittiğimizde babalarımız “okul nasıl geçti” diye sormuyor çoğu zaman. Bizimle ilgilenmedikleri için de başka şeylere yöneliyoruz.

· Muhafazakar gençler ümmeti ezik görüyor… Amerika’yı çok yüceltiyor.

· Aileler dünyevi eğitim için her şeyi yapıyor ama manevi eğitim söz konusu olunca tedirginler, arkadaşlarımızın çoğunda bunu görüyoruz.

· Ailede söz hakkı bulamayınca içimize kapanıyoruz, kendimizi yalnız hissediyoruz.

· Kolaycıyız.

· Futbol muhabbeti gırla gidiyor. Birçok kişi fanatik.

· Birilerine laf çakmak ve birilerini sözle bozmak çok yaygın.

· Ortaokulun başlarından beri tüm erkeklerin derdi kız peşinde olmak. Herkes çıktığı kız ile hava atıyor, herkeste bu anlamda bir dert var. Flört almış başını gidiyor…

Hâsılı, genel tablo böyleydi. İbretlik doğrusu... Özellikle içlerinden birisinin, "ailem bana vakit ayırmıyor, evde söz sahibi değilim, bu yüzden de odama çekiliyorum, içime kapanıyorum, kendimi sürekli başka şeylerle avutuyorum" sözleri pek mânidar geldi bana...

Sözüm meclise, hisse herkese...

Hürmetler...


Süleyman Ragıp Yazıcılar'ın Yazısı.