OYAK Gitti "Çılgınlık" Bitti
“Oyak da Gitti.” Ulusalcı cenahın küresel sermayenin son banka operasyonundaki hayal kırıklığını daha güzel anlatan bir başlık bulunamazdı herhalde. Kırmızı beyaz tişörtler giyip “Milli kuruluşlar yabancı sermayeye gitmemeli” şeklindeki kahramanlıklar bir yere kadarmış demek ki. Hani atalarımız “çılgındı?” Sizler onlara layık torunlar değil misiniz? Buyurun küresel sermaye karşısında bir milli ekonomik duruş sergileyin. Bu kadar ordu mensubunun maaşlarından yapılan kesintilerle büyümüş bir iştirakin finans kurumunu yabancıya vermeyin; “çılgınlık” yapın yani... İş hamasi nutuklar atmanın ötesine geçince, ekonomik mantık ve dahi “smart money” buyurunca “çılgınlık” sökmüyormuş demek ki. Sökmez zaten. Din ve iman kaynaklı gayretleri çılgınlık olarak ucuza kapatmaya benzemez bu iş. O kadar ucuz değil yani...
Neyse ki OYAK da ucuza gitmemiş. Küresel sermaye, Oyak operasyonu ile Türk bankacılık sektörünün %41`den fazlasını eline geçirmiş oldu. Biz ucuz çılgınlık havarilerini bırakalım da bunun uzun vadede ne anlama geldiğini çözmeye çalışalım. Sahi içimizde böyle paldır küldür nereye gittiğimizi anlatabilecek bir “smart brother/sister” var mı? Özellikle de dünyayla bütünleşmek ve içerideki mütegallibenin şerrinden muhafaza için bu süreci olumlu görenler ne derler bu işe? Hakikaten nereye gidiyoruz beyler? Duyamadım, paranın dini imanı olmaz mı dediniz? Çok İnönü`ce olacak ama hadi canım sen de, hadi canım sen de... Haram para, helal kazanç, meşru ticaret... Bunları nereye koyacaksınız? Paranın dini yok da ekonomik kavramların önüne getirilen bu sıfatlar nereden çıkıyor? Para smart (zeki) olabiliyorsa pekala namuslu da olur, namussuz da; Müslüman da olur, gavur da... Çılgınlık kadar ucuz değil bu iş... Bir de ne demişler; para işi bu, hiçbir şeye benzemez.
Mehmet Lütfi Arslan'ın Yazısı.