Bâyezid Câmii`nin inşâsı sırasında yaşanan şu hâdise, ne güzel bir fedâkârlık misâlidir:

Câmi-i şerîfin inşaatında çalışan usta ve işçilerin gündeliklerinin kaçar akçe olduğu tespit edilmişti. Bunlar her gün küplere konarak bir köşeye bırakılır, herkes de küpten kendi payına düşeni alırdı. Ancak her gün küpte bir yevmiyelik akçe artardı. Bunun üzerine kimin kendi payını almadığı araştırıldı ve nihayet gayet fakir bir işçinin bu işi yaptığı öğrenildi. Meğer adamcağız akşam olunca bir yolunu bulup akçesini almadan inşaattan ayrılıyormuş. Kendisine bunu niçin yaptığını sordular. Fakir işçi, sırrının ortaya çıkmasından mahcup bir şekilde:

"Benim malım-mülküm yok! Bu sebeple şu fânî dünyada gönlümün istediği gibi maddî bir hayır yapamadığım için dâima mahzunum. Hiç olmazsa bu caminin inşaatında para almadan çalışayım da gönlümü ferahlatıcı bir hayır işlemiş olayım diye düşündüm..." dedi.

Bu gönlü zengin fakire dediler ki:

"-Efendi, burası pâdişâh hayratıdır. Bunun için çalıştığını alacaksın. Sen burada bedenen çalış, hakkını al, sonra da onu dilediğin yere infâk et!.."


Alican Tatlı'ın Yazısı.