Belalı Bir Konu: Flört
Yavuz Bahadıroğlu - Vakit Gazetesi
Şimdi kalkıp okuyucularıma “Aman flört etmeyin” desem, Çiftetelli medyasının devrimbazları “Bu çağda bu kafa” diye başlayan saldırılarla canıma okuyacaklar!..
“Evlilik öncesi gençler birbirini tanımalıdır, bunun için de gezip tozmalıdır” desem, dindarlar haklı olarak evlilikle sonuçlanmayan birlikteliğin akıbetinin ne olacağını merak edip soru yağmuruna tutacaklar...
Anlayacağınız “flört” konusu oldukça belalı bir konu. Ama konuyu görmezden gelmek hiçbir şeyi halletmiyor. Dindar gençler bir çıkış yolu arayıp duruyor.
“Flört” kelimesinin yaptığı çağrışımlar, toplumsal değer ve algılama açısından, kabule şayan değil. Metropollerin kaymak tabakasını teşkil eden dejenere bir azınlık hariç, toplumsal kabule mazhar olamamış, ayrıca da toplum hafızasında (her gün gazetelerde, flörtle başlayan ne hikayeler okuyor, televizyonlarda neler seyrediyoruz) çok kötü izler bırakmış bir olguyu tavsiye etmeme elbette imkan yok. Bu benim tavsiye edebileceğim bir şey değil...
Ama eğer, “flört” diye gençlerin evlenmeden, hatta nişenlanmadan önce birbirlerini tanımalarıyla sınırlı bir “ara fasıl”dan bahsediyorsanız, bu konuda pek çok şey söylenebilir.
Görücü usulü evliliği “çağdaşlık” adına hor görüyorlar. Ama, araştırmalar, görücü usulü evliliklerin daha iyi yürüdüğünü, bu evlilik türünde boşanmaların daha az olduğunu, yani görücü usulü evliliklerin daha sağlam ve kalıcı olduğunu gösteriyor.
Bunu yadırgamamak lazım; zira işin içine aile büyüklerinin tecrübeleri giriyor. Her şeye mantık hükmediyor. Evlilik için mantığın da devrede olması gerekiyor. Ancak işin yürek boyutunu yok saymamak şart. En iyi evlilikler duygu ve mantığın buluştuğu noktada gerçekleşir.
Yani hem gençler birbirine sevdalanacaklar (duygusal boyut), hem de ailelerinin onayını alacaklar (mantıksal boyut). Yani gençler de aileler de birbirine denk olacak. Aralarında uçurumlar olan ailelerin çocukları, mutluluğu çok kolay yakalayamıyor.
Ne kadar “çağdaş” denirse denilsin, dinsel ve toplumsal meşruiyeti olmayan beraberlikleri tavsiye etmek şöyle dursun, onaylamam bile mümkün değildir.
Bence, evlenmeyi düşünen gençler birbirlerini tanımaya çalışmalıdır, ancak bunu yalnızlaşmadan yapmalıdırlar. Mesela kalabalık içinde görüşüp konuşabilirler. Görüşmeler tamamıyla “tanıma” esasına yönelik olmalı, taraflar evliliği amaçlamalıdır. İşin içine asla ve kesinlikle “nefsanilik” girmemelidir. Ve gençler arasında mutabakat oluşur oluşmaz, aileler durumdan haberdar edilmelidir. Unutmayın: En iyi evlilik, kolay evliliktir.
GENÇ'ın Yazısı.