A. Yasin Demirci

Bu sayfada zaman zaman yer verdiğimiz portre köşemizin bu ayki konuğu Pakistan cumhurbaşkanı Pervez Müşerref. Zat-ı muhteremi nasıl bilirsinizin sorusuna verilen cevapların internetin aykırı sözlüğü ekşi’ye yansıyanlarıyla başlayalım isterseniz.

- Türkçe konuşabilen ve Beşiktaş’ı tutan darbeci general.

- Kaddafi ile birlikte Türkiye´de öğrenim görüp darbe yapmış subaylar kümesini oluşturan insan.

- Darbe öncesi uçağına havada iniş izini verilmeyen, saatlerce havada pervane gibi dönen, yakıtın bitmesine yakın gözünü karartıp iniş yapan sonrada ortalığın canına okuyup darbe yapan general.

Görüldüğü gibi Pakistan Cumhurbaşkanı Pervez Müşerref’in Türkiye’de öne çıkan iki yönü var. Birincisi darbeci kimliği… İkincisi Beşiktaşlılığı… Kısa sürede olsa askeri eğitiminin bir bölümünü Türkiye’de yapması hasebiyle darbeciliği bizden mülhem anlayacağınız. Eee boşuna söylememişler ‘Kır atın yanında duran ya huyundan ya tüyünden kapar’ diye…

Peki, 1943 doğumlu, Pakistan Askeri Akademisi, Ulusal Savunma Koleji ve dahi İngiltere Kraliyet Savunma Bilimleri Koleji mezun olan, 20 Haziran 2001’den bu yana da Pakistan İslam Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturan Pervez Müşerref ülkesinde ve uluslararası siyasi çevrelerinde nasıl görülüyor ve değerlendiriliyor?

Ölçü olur mu bilmem ama Müşerrefin ülkesinde ne kadar sevilip-sevilmediği kendisine düzenlenen suikast teşebbüsünün sayısına bakılıp karar verilebilir. Özellikle 11 Eylül’den sonraki icraatlarıyla İslam dünyasında da pek hayırla anılmadığı ise muhakkak.

“Afganistan işgalinde ABD`ye en büyük desteği veren…”

“Bush ve ekibinin gözüne girmek için kendi insanlarını, askerlerini, istihbarat mensuplarını ABD bombalarına kurban etmekten çekinmeyen…”

“ Ülkesini ABD`nin garnizon devletine dönüştüren, karşılığında iktidar güvencesi alan…” gibi ağır eleştirilerin muhatabı oldu Pakistan Cumhurbaşkanı…

Asya’daki Karzai formatındaki liderlerin bir başka versiyonu şeklinde de takdim edilen Müşerref’in onca fedakarlığına! rağmen yine de daha tatmin edici adımlar atmadığı gerekçesiyle Washington yönetimince eleştiriliyordu.

Bush yönetiminin “radikal İslamcılara karşı çok daha sert mücadele vermediği, istenen reformları yapmadığı, medreseleri kapatmadığı, terörle mücadeledeki işbirliğinin yeterli olmadığı” gibi suçlamalara maruz kalmıştı.

Avrupalı dostlarından da benzer tepkiler alan Pakistan’ın darbeci generali bu yöndeki eleştirileri bertaraf etmek için Pakistan genelindeki medreseler üzerindeki baskıyı artırmıştı. Bu baskılar nihayetinde geçen ay 80 kişinin ölümüne yüzlercesinin de yaralanmasına neden olan Lal mescidi trajedisini ardında da ülkeyi kan gölüne çeviren diğer şiddet olaylarını beraberinde getirmişti. Tüm bunlardan sonra Mervez Müşerrefi üç kelime ile özetlememiz istenirse herhalde şunlar söylenebilir.

Darbeci… Beşiktaşlı… İşbirlikçi…


GENÇ'ın Yazısı.