Tandoğan Genç / Genç Haber Merkezi

Elhamdülillah, Ramazan ayına çok yaklaştık. Ruhsal ve mânevî olarak bize büyük katkıları olan bu ayda, fiziksel olarak da bazı zorluklar çekiyoruz. Özellikle hasta, yaşlı ve sporla uğraşan bireylerin oruç tutarken biraz daha dikkat etmeleri gerekir. Tabi ki tutamayacak kadar hasta olanlar, bu senenin fidyesi olarak 9 lira 25 kuruş ödeyebilirler.

Hatırlarım, küçüklüğümde, Ramazan ayında, akşama kadar sokaklarda top koşturur ama orucumuzu da tutardık. Belki de çocukluğun verdiği bir enerjiydi bu, tabi kış olduğu için daha kısa geçen bir oruç vaktinden de kaynaklanıyor olabilir. Günümüzde ise yaz ayına denk gelen sürenin, sıcaklığın etkisi ile daha zor geçtiği bir dönemdeyiz. Bir de buna profesyonel ve amatör spor faaliyetleri eklenince, insanların nefsini ve fizyolojisini zorlayan bir durum ortaya çıkıyor. Bu yazıda fiziksel olarak neler yapılmalı, nelere dikkat edilmeli ve psikolojik olarak kalınan ikilemlerden bahsedeceğim biraz. İlk olarak bilimsel öneriler ve bilgilerden başlayalım:

Ramazan ayında spor yapanların dikkat etmesi gereken önemli noktaların başında (aslında, Ramazanın dışında da uygulanması gerekir) sporun yemekten 2 veya 2.5 saat sonra yapılmasıdır. Hafif, sulu ve yağsız yemekler yenilirse, iftardan sonra da spor yapılabilir tabi ki. Diğer bir husus da, sporun önceden yapılmış olması daha iyidir. Vücudun o zorluğa yavaş yavaş uyum sağlaması gerekir. Ama düşük bir şiddette yapılan sporun (yüzme gibi) pek bir zararı olacağını düşünmüyorum. Eğer spora yeni başlayacaksanız, Ramazan sonrasına ertelemenizde fayda var. Profesyonel veya orta şiddetli spor yapanların bu erteleme sonucu, fiziksel güçlerinde bir düşme olabilir. Tekrar eski kuvvet ve kondisyonlarına dönüşü biraz zaman alabilir.

Sıvı tüketimi de çok önemli bir meseledir. Hem yaz mevsiminde hem de Ramazan ayında olacağımız için, bunlara bir de amatör ve profesyonel sporu eklersek, sıvı ve mineral kaybımız bir hayli yüksek olacaktır. Sadece su değil, sıvı gıda tüketimine de dikkat etmemiz gerekmektedir. Sıvı kaybını idrarın renginden anlayabiliriz. Koyu renk olmaması gerekir. Şimdide işin psikolojik ve takva boyutuna geçelim.

Oruç, İslam’ın şartlarından birisidir. Bu yazıyı okuyanların çoğu, (hele sporla uğraşmayanlar ki bence yürüyüş veya yüzmeyle bütün Müslümanların ilgilenmesi gerekir) doğal olarak orucu ön plana çıkaracak, belki de spora gerek olmadığını düşüneceklerdir. Ben, orucumla ilgilenirim, sporu boşveririm tercihini seçebilirler. Ama parasını bu işten kazanan, sünnet-i seniye’yi yerine getirebilmek için (yüzme gibi) yapan veya sağlıklı, dinç kalabilmek için spor ile uğraşan kardeşlerimizin hem orucu hem de sporu beraber yapma tercihinde bulunuyorlar.

Bu tercih insanın nefsini, psikolojisini zorlayan bir durumdur. Hele günlerin uzun sürdüğü, sıcaklığın daha şiddetli olduğu bu aylarda spor yapanların kıyamet vakti güneşin daha şiddetli olacağını, Arş-ı Âlânın gölgesinden başka bir gölgenin bulunmayacağı mahşer yerini hatırlayarak orucu tutmayıp sporuna devam etmelerini tavsiye etmem. Yapabiliyorsan ikisini de yapacaksın arkadaş. Bunu neden yazıyorum? Belki bu seçeneği de düşünecek kardeşlerimiz vardır. Ama düşünmesinler. İkisi de gayet güzel bir şekilde beraber yürüyebilir. Spor yapma nedenleri de çoktur. Yukarıda dediğim gibi; amatör veya profesyonel olarak, sünnete uymak için, sağlık için, sadece insanlara fiziksel olarak iyi görünmek için bile olabilir. Ama hiçbiri Allah-û Teâlâ’nın emrinden önemli değildir.

Orucun ve sporun beraber yapılması meselesinde önemli durumlar şunlardır; Orucun nefse zor gelmesinin, nefsin en etkilendiği durum olan yemek ve içmekten kaynaklandığını düşünüyorum. Bildiğiniz gibi Allah-û Teâlâ nefsi imtihan ederken, nefsin en zorlandığı durum aç kalmak olmuştur. Anca 3 gün dayanmış ve “Sen, benim Rabbimsin” demiştir. Orucun da karşılığını Allah söylememiş ve kendisinin vereceğini bildirmiştir. Spor da fiziksel bir aktivite olup, nefsin yiyecek ve içecek isteğini üst düzeye çıkaran bir uğraştır. Bu iki durumu beraber yürütmek zordur ama yürütülebilir. En azından yukarıda anlattığım gibi sağlık açısından kötü bir durumu yoktur.


GENÇ'ın Yazısı.