Azize / Merhametli Yürekler
Seslerini her duyduğunda başını yukarı kaldırıp o küçük, naif bedenlerini arıyorsun kuşların. Kuşların en çok sevdiği mescidler olmalı buralar. Yerde insanlar, gökte melekler ve arasında uçuşan kırlangıçlar, güvercinler ve minik serçeler aynı tabloyu tamamlıyor. Kendilerinden büyük bir kimliği temsil eder gibi duruyor burada kuşlar ve her an kendini hissettiren bir akışın içinde aynı ahenkle yerlerini alıyorlar. Öyle bir ritim hakim ki bu akışa, sanki her zaman her şey yolundaydı ve bundan sonra da öyle olacak, her şey güzeldi zaten ve yine güzel olacak.
Kuşların ötüşleri ezan seslerine karışıyor. Pervaneler arasında kanat çırptıkça ayrı bir huzurun dalgasını ekliyorlar sanki, mescid içindeki esintiye. Tavaf alanına taşıyor şakımalar, tavanlarda toplanıp, duvarlara yansıyor. Dünyanın kalbinde kuşlara yer var. Herkesin kalbinde biraz yer bulmalı kuşlar. Rahatça uçabilmeli, korkmadan, emniyet içinde. Kalbinde kuşları uçurabilecek kadar geniş yürekli olmalı insan. Göğü geniş olmalı kalplerimizin. Merhamet sinmeli her köşesine. Aşktan bile ötedeki sarayın sahibi, merhamet. Kuşlar ürkek, çekingen. Merhametle uçabiliyorlar ancak. Merhamet, kuşlar gibi insanları da besleyen, dirilten kaynak.
Rabia Gülcan Kardaş'ın Yazısı.