Fedakar Asker Kız
“Tarihimizi bilmiyoruz” artık klişe olmuş bir sözdür ama gerçeği değiştirmiyor: Gerçekten de biz tarihimizi bilmiyoruz. Peki neden? Aslında çok basit sebepleri var. Tarihimizi bilmek için ilgi duymamız gerekiyor. Kuru kuruya ilgi duymak yetmiyor, bilgiyi edinebilecek alt yapıya ve birikime sahip olmak gerekiyor. Örneğin ecdadın dilini, Osmanlıcayı okuyabilmek gibi... Son dönemde ecdadımıza yönelik araştırmaların artması, dahası bu araştırmaların popüler bir dil ve yaklaşımla halkın istifadesine sunulması ilgisizlik engelinin aşılmasında önemli katkılar sağladı. Artık daha çok gencimiz ve araştırmacımız tarihine yönelmiş durumda. Ancak yeterli değil. Devasa bir kültür mirasına sahip bir millet için bu konuda atılacak daha büyük adımlara ihtiyaç var.
Tarihimize yönelip, istifade etmeye başladığımızda muhakkak ne tür kazançlarımızın olduğunu o zaman göreceğiz. Ancak kestirmeden şunu da söyleyebiliriz ki tarihimiz insanımızın Batı`dan aktarılmasına alışık olduğu ilginç insan hikayeleri ile dolu. Bunların her birisi sanatçıların nice eserlerine ilham kaynağı olabilecek derecede zengin. Nitekim geçenlerde Başbakanlık Arşivleri`nde araştırma yapan bir araştırmacımızın tesadüf ettiği bir belge bu tür zengin çağrışımları olabilecek derecede ilginç bir hayat hikayesini bize haber veriyor.
Belge Hanko takma isimli bir genç kıza maaş bağlanması ile ilgili. Bu genç kız, abisinin yerine yakalanmadan yıllarca askerlik yapmış. Tek erkek olduğu için ailesine bakmak zorunda olan abisinin yerine askere giden Hanko Serfice`de bir süvari alayında hem de tam üç buçuk sene kimseye yakalanmadan bu işi devam ettirmiş. İş ortaya çıktıktan sonra bu fedakar kız devlet tarafından bir madalya ve hayat boyu maaş ile ödüllendirilmiş. İşte konu ile ilgili belge ve sadeleştirilmiş hali:
DH.MKT 25/50-2 (1310 L 14)
Bâb-ı âlî Dâire-i Sâdaret-i Uzmâ Mektûbi Kalemî
Adet: 231
Dahiliye Nezaret-i Celilesine
Devletlü Efendim Hazretleri
Piriştine sancağında Gilan kazâsında Beyagofça karyesi kur‘a efrâdından birâderi Ali bin Receb’in yerine nâm-ı müsteâr ile Serfice’de on beşinci süvari alayının birinci bölüğünde üç buçuk sene müddet her nev‘-i hizmet-i askeriyyesini taife-i nisâdan olduğunu anlatmaksızın bir tavr-ı recûliyyetde îfa etmiş olan Haneko(?) hanıma ba kayd-ı hayat beş yüz guruş maaş tahsisi ve kendüye üçüncü rütbeden şefkat nişan-ı hümayunu ihsan buyurulmasıyla muamele-i lazimenin ifası şerefsadır olan irade-i seniyye-i hazret-i hilafetpenahi iktiza-yı alisinden bulunmuş ve keyfiyet maliye nezaret-i celilesiyle taraf-ı vala-yı seraskeriye bildirilmiş olmağla ber mantuk-ı emr u ferman-ı hümayun-ı cenab-ı hilafetpenahi nezaret-i celilelerince dahi iktizasının ifasına himmet buyrulması siyakında tezkire-i senaveri terkım kılındı efendim
fi 5 şevval sene 310 fi 10 nisan sene 309(22 Nisan 1893)
Sadr-ı Azam ve Yaver-i Ekrem
(İmza: Cevad)
Özet 14 şevval sene 310/19 Nisan 309 (1 Mayıs 1893) tarihinde, “Kosova vilayeti behiyyesine” hitaben yukarıdaki metinin esas alındığı müsvedde bir yazı kaleme alınmıştır.
DH.MKT 25/50-1/1a (1310 L 14)
Sadeleştirme Kosova vilayeti Piriştine sancağına bağlı Gilan kazasının Beyagofça köyünde kura sonucu askere gitmesi gereken biraderi Ali oğlu Recep’in yerine takma isimle Sefrice’de 15. Atlı Alayının birinci bölüğünde üç buçuk sene süre ile her çeşit askerlik hizmetini kadın olduğunu belli etmeden bir erkek tavrı ile yerine getirmiş olan Hanko hanıma hayatı boyunca beş yüz kuruş maaş tahsisi ve üçüncü dereceden Şefkat nişanı verilmesi dolayısıyla gerekli muamelenin yapılması Padişah iradesi gereği olması nedeniyle Padişahın emir ve fermanının gereğinin yerine getirilmesi hakkında tezkere yazıldı.
Sadrazam ve Yaver-i ekrem Cevad
GENÇ'ın Yazısı.