Murat Küçükçiftçi

Sonları kaldırıyorum her şey sürecek

Mi yoksa geldi mi şiirin sonu

Selamlayın melekleri yerlere kadar

Kahrın galasıdır bu…

(Ali Ural/Kuduz Aşısı)

‘Derdimizin tanımı, dergimizin tanımıdır.’ Diyerek başlamak istiyorum söze. Dergimiz başından beri bir kelimeyle iç içe ilerliyor. Hani necip fazıl’la cemiyet, Sezai Karakoç’la diriliş kelimeleri özdeşleşmiştir ya, genç dergimizle de dert kelimesi özdeşleşti. Dert, parolamız oldu. Yarenimiz oldu dert çekenler. Çünkü biliyoruz ki dert çekenler, dar kapılardan geçerler. Dar kapılar ise insanı olgunlaştırır.

Dert çekerken ‘kahrolsun bu düzen’ deyip slogan edebiyatı yapmadı dergimiz. Kahrolası şeylere kahrolsun demedik. Dua ettik, kahrımızı çabamızın sırtına yasladık. Yazının girişinde bulunan şair a.ali Ural’ın gala isimli şiirinde de bulunduğu gibi kahrımızın/derdimizin galasını düzenledik ve düzenlemekteyiz. Her sayımızda ayrı bir gala… Bu galalarda ne şampanya var ne de viski. İçene dert, içirene dert…

Dert çekiyoruz.

Günümüz gençliği olarak,

Ten yerine tinimizi vitrine koymak için.

Öz makyajını yüz makyajına tercih etmek için.

Satır bilgisinden sadır bilgisine varmak için.

Kaybolmaya yüz tutan süt dişlerimizi it dişlerine tercih ettiğimiz için dert çekiyoruz hamdolsun.

Vitrine tinimizi koyuyoruz yani özümüzü. Derdimiz özgürleştiriyor bizi. İşte bu noktada ‘özgürlük, öz’ün gürleşmesidir.’ Diyen şair ismet özel geliyor aklımıza ve derdimiz özümüzdür deyip özgürlüğe koşuyoruz. Kısacası dert çekiyoruz.

Benim güvercinim

Ancak karanlıkta uçar

Eşini bulamaz

Bana çektirirler acısını

Huzur ve barış güvercinin karanlıkta uçmak zorunda kalmasının verdiği acı böyle şiir yazdırtıyor F. Hüsnü Dağlarca’ya. Sanki derdimizi heceliyor şair. Karanlıkta uçuyoruz genç dergi olarak. Eşimizi bulmak için… Peki, kimdir bizim eşimiz? Dert sahipleri… Dertlileri zifiri karanlıkta fenersiz tanır dergimiz. Bizim fenerimiz de derdimizdir anlayacağınız. Ve bütün karanlıklara, bütün karalıklara rağmen o güzel vecize rahatlatıyor gönlümüzü: Gecenin en karanlık saati sabaha en yakın olan vakittir. Ve şimdi ey okuyucu! İnsan tanımak istiyorsan elinde dert dergisi gel de beraber şunu haykıralım: Bana derdini söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim. Selam ve dua ile…


GENÇ'ın Yazısı.