Dün Genç Dergi`ye yeni bir dergi gelmiş. Alıp masama götürdüm ve incelemeye başladım. Çünkü kapağındaki "eskimiş" tasarım ilgimi çekmişti. Alışılmışın dışında olarak yatay konumlandırılmış kapağı olan bu derginin adı "Tereke"

Tereke Dergisi İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi öğrencileri tarafından hazırlanmış. "Merhaba Derken" başlığı altında kendilerini tanıtmışlar. Olduğu gibi tanıtalım biz de:

"...

- Efendim, nedir şu tereke?

- Hani eskilerin geride bıraktığı türlü türlü eşyaların bir araya gelerek birer ahbap gibi beraber oldukları bir kahvehane vardır. Tereke derler ki içinden neler çıkmaz; kitaplar, mektuplar, saatler, mendiller, fotoğraflar, sayısız türden antikalar ve daha neler neler... Saymakla bitmez. Ne ararsan.

- Neye yarar ki canım bunlar, eskimiş şeyler değil mi hepsi?

- Eskimiş eskimesine ama her birinde bir başka hatıranın kokusu, bir başka zamanın tadı duyuluverir hemen.

- Kıymeti nedir bunların üstad, satsak para eder mi yani?

- İşin açıkçası terekedekileri tutup da bir demirciler çarşısına bırakırsanız orada terazilerle, kilo başı fiyatlardan satarlar, eritip yeni malzeme yaparlar. Ancak şöyle güzide bir müzayedeye götürecek olsanız milyarlar eder, belki de paha biçilemez onlara. Bir konağın yahut bir müzenin en tatlı köşesinde misafir ederler onları.

- Yaa, demek öyle!

- Öyle azizim, öyle...

İki ahbabın hayalî ama tatlı sohbetlerinden kısa bir pasaj...

Ne kadar da bizi anlatacak: Terekemizi, geriye bırakacaklarımızı, hatıralarımızı, bizi...

Terekemiz açıldı, buyurun birlikte bakalım efendim..."

Böyle başlıyor derginin ilk sayfası. Devamında şiirler, hikayeler, denemeler, araştırma yazıları...

Orta sayfada ise Ortadoğu`yu işlemiş Tereke Dergisi.

Renksiz baskı olmasına rağmen rahat bir şekilde çalışılmış. Okunması kolay, yazılar düzgünce yerleştirilmiş.

Roman yazarı Ali Erkan Kavaklı ile bir de röportaj yapılmış.

Dergicilik kolay bir iş değil. Türkiye matbu dergiler mezarlığı. Böylesi bir çalışma ise gayet mutluluk verici. Ancak önemli olan bundan sonrası. Tereke dergisi 1. sayısı Bahar 2013 ile çıktı. Yaz, Sohbahar, Kış gelecek mi? İnşallah gelir diye ümit ediyoruz.

Şunu söylemeden geçemeyeceğim. Dergiyi inceledikten sonra internette aradım ancak hiçbir veriye ulaşamadım. Ne Facebook sayfası, ne Twitter hesabı ne de web sitesi yok. Kapak görseli bile yok. Bunlar olmalı mutlaka diye düşünüyorum :)

Tereke bakalım nelerle dolacak, geriye neler kalacak...

Tüm dergicilere selam olsun...

GENÇ'ın Yazısı.