Hazırlığımız Tamam mı?
Mehmet Sadık
Farkında değiliz; yoruluyoruz… Okul, iş, aile ve sosyal hayat sendromları, beynimizden önce kalbimizi yoruyor. Tabii bunun farkında olmayışımız da ayrı bir muamma… Belki bunu fark edebilmek de ayrı bir meziyet.
Geçenlerde bir arkadaşımla sohbet ederken hayattan çok bunaldığını ve eğlenmenin ne olduğunu unuttuğunu fark ettim. Kendimce de bunun nedenlerini düşündüm. Kanaatimce mânevi olarak kendini yetiştirme arayışında olan arkadaşımın nefsiyle girdiği amansız mücadele onu farklı mücadelelere de itiyor. Yani nefis gibi güçlü bir düşmana karşı koymak, başka düşmanlar da kazandırıyor. Mesela vesvese, fesatlık, mutsuzluk… Ve bana göre en etkilisi ‘takıntılı ruh hâli’…
İnsanların değişmesini, karşımızdaki insanın bizim gibi düşünmesini istemek tabii bir hâl. Fakat aynı zamanda insanoğluna yapılan bir haksızlık… Tartışmalarda, konuşmalarda öğüt verici üslupla konuşmak, egolarımızı dinleyerek muhatabı etki altına alma gayretinde olmak gibi. Bana kalırsa bu düşüncenin nedeni takıntılı ruh hâli… Yani yukarıdaki satırlarda kastetmekte olduğum bunalmanın, sıkılmanın ve gerek nefisle gerek nefsin ürettiği diğer problemlerle mücadelenin sonucu.
Belki de bunlardan kaçmaya ihtiyacımız var. Uzaklaşmaya, mesafe koymaya. Okuduklarımız, gördüklerimiz, dinlediklerimiz, biz hazır olduğumuz kadar; anlayabileceğimiz kadar bizimle beraberler. Kendimizi dinleyemediğimiz zaman hayatın tadını alamayız. Bu dinleme ise ancak hazır bir zihin ve ruh hâli ile olur. Yani problemlerin içine dalıp herkesi motive etmeyi görev edindiğimizde eğer bunalım ve yorulma yaşıyorsak, kendimizden uzaklaşmış, topluma vermek istediğimiz motivasyonu aslında kendimiz kaybetmişiz demektir.
İnsanların ruh parçalanmalarına gittiği, irade zaafları göstermeye başladığı günümüzde, toplum nâmına bir fayda göstermek istiyorsak motivasyonumuzu sorgulamalı ve “Ben neredeyim, ne kadar hazırım ve neler biliyorum?” sorusunu kendimize sorarak, zihnimizi ve ruhumuzu bu önemli göreve hazırlamalıyız. Yoksa sürekli şikâyet hâlinde olduğumuz insan ilişkilerinin halkasına biz de katılırız.
GENÇ'ın Yazısı.