Geçtiğimiz günlerde Padişah Sultan 3.Mehmet’in Şeyhülislamlık Makamı’na gönderdiği bir irade üzerine harekete geçen Şeyhülislamlık, hemen bir heyet oluşturarak, İstanbul’da Kâbe’ye en yakın caminin hangisi olduğunun tespit çalışmalarına başladı.

Heyet Başkanı Ömer Avni Efendi, ilk açıklamayı gazetemize yaptı. Ömer Avni Efendi, açıklamasında “Araştırmanın bir ay sürdüğünü, beş ayrı ekip oluşturularak araştırmanın yapıldığını dile getirerek, nihayet Padişah Efendimizin İradesi mucibince Kâbe’ye en yakın caminin hangisi olduğunu tespit ettik.” dedi.

Ömer Avni Efendi’nin verdiği bilgiye göre; Akbıyık Mescidi, Kâbe’ye en yakın camii olma özelliğine haiz… Caminin bu özelliği İstanbul’un fethinden sonra ilk inşa edilen cami ve İstanbul’da aynı zamanda Kâbe’ye en yakın cami olmasından kaynaklanıyor. Onu ilk yapan bir başka özelliği de İstanbul’da namaz vakti geldiğinde ezanların okunmasına ilk olarak bu mescitten başlanıyor olması.

Öte yandan gazetemize açıklama yapan Der Saadet Şehremini Ahmet Hilmi Paşa ise söz konusu araştırmanın sonucuna göre; artık İstanbul’da inşa edilen mescitlerin en eskilerinden olduğu bilinen bu yapıya Evvel-i Kıble veya “İmamü’l Mesacid” denileceğini söyledi. Yine Der Saadet Kaymaklığının verdiği bilgiye göre; tarihi caminin banisi, Hacı Bayram-ı Veli Hz.’lerinin halifelerinden, II. Murad ve Fatih devirlerinde ünlenmiş bulunan “Şems-i Hüdâ” mahlası ile bilinen sufilerden Akbıyık Dede’dir (Asıl ismi; Abdullah Ahmed Muhyiddin ya da Mehmed Muhyiddin yahut Şemsî’dir)

Mahalleye de adını veren yapının kurucusu olan bu zat bir Bayrami dervişidir. Dikdörtgen bir plana sahip olan mescid, ahşap çatılı ve 192 metrekare iç alana sahiptir. Duvar kalınlığı 90 cm’dir. Tek şerefeli minare eski gövde ve şerefesini halen muhafaza etmektedir. Akbıyık Mescidi’ne vakıf olarak 864 akçe gelir getiren tek katlı iki ev ile 500 akçe gelirli bir bahçe bırakılmış, bundan imama günlük 2, müezzine 1 akçe maaş olarak ayrılmıştır.


GENÇ'ın Yazısı.