Koyunbaba Türbesi`nde Esrarengiz Olay
Tihaber Muhabiri Evliya Çelebi, Osman Gazi’nin doğduğu rivayet edilen Osmancık kazasını ziyaretinde burada medfun bulunan Bektaşi Şeyhi Koyunbaba türbesinin gizemlerini araştırdı. Kayunbaba’nın sandukasının üzerinde bulunan Bektaşi sikkesinin başına takılmasıyla gözlerinden irin gelen Evliya Çelebi, geçirdiği deniz kazası nedeniyle bozulan gözlerinin bu şekilde aniden iyileşmesiyle Koyunbaba’nın kerametlerinden birine de bizzat şahitlik etmiş oldu…
Tihaber muhabiri Evliya Çelebi; Osman Gazi’nin doğum yeri olduğu riveyet edilen Osmancık kazasında. İşte Çelebi’nin Osmancık izlenimleri ve gezisinin ayrınıtları: “Osmancık Halkı, çoğunlukla Bektaşi fukarasındandır. Şehrin batı tarafında yüksek bir yerde; Bektaşilerin şeyhlerinden Koyunbaba gömülüdür. Bizaat Hacı Bektaş’ın halifesidir.
Daha sonraları Bayezid-i Veli’nin kendisini rüyasında görmesi üzerine buraya tam anlamıyla bir kubbe ve külliye yaptırılmıştır. Bir fersahlık yerden külliyenin kurşunları deniz gibi dalgalanır. Hakir, bu şehre girer girmez, yüksek yerdeki bu türbeye edeple vardım, eşiğini öptüm ve “Esselamu aleyk”le mübarek mezarına girdim. Koyunbaba’nın mübarek ruhu için hatm-i şerife başladım. Nurlu kubbesi misk-ü amberle dolu olduğundan; ziyaretçileri mest eder. Her gelen misafire türbedarlar gül suyu dökerler.
Mübarek naaşları üzerinde Bektaşi sikkesi vardı. Tekkedeki görevliler, bu sikkeyi fukara dostu Evliya’nın başına giydirdiler ve: “Gözünün nuru, vücudunun kuvveti ziyade ola. Seyahatin mübarek olup, dünya ve ahrette makbul u mübarek olasın” dedileri. Bütün âşıklar hep bir ağızdan gülbang-ı Muhammedi çekerek Fatiha okudular. Sikkeyi başıma giydiğimde; Allah’ın hikmeti iki kulağımdan rüzgâr, iki gözümden irin aktı. Sonra gözlerim Arap meşalesi gibi aydınlandı. Her şeyi net görür oldum. Zira bu hakir, Karadeniz’de fırtınaya yakalandığımda; denizde yüzmekten ve kışın şiddetinden gözlerimin nuru azalmıştı. Sikkeyi giyer giymez eskisi gibi görmeye başladım. Mutluluğumdan hatm-i şerifi, Araf suresini bitirmeden bıraktım. Ardından tekkeyi gezdim. Fukaralarla sohbet ettim ve baba nimeti yedim. O nurlu kubbede Koyunbaba’nın Hacı Bektaş’tan aldığı hırka, seccade, tabl (davul), âlem, kudüm, palhengi(Bektaşi dervişlerinin kemer üzerine taktıkları on iki köşeli taş), asa ve tac saklıdır.
Bu zata Koyunbaba denmesinin sebebi ise bir rivayete göre Horasan’dan Anadolu’ya gelinceye kadar, Hacı Bektaş’ın yanında yirmi dört saatte bir koyun gibi melemesiymiş. Başka bir rivayete göre ise bütün Bektaşiler halk tarafından kötülenip de ayıplanırken, Koyunbaba ve müritleri sevilirmiş.
Çünkü bunlar; koyun kuzu gibi meler, halim selim, iyi huylu, bekâr, Allah bilir, ehlisünnet ve cemaatten, namazını kılar, dindar kimselermiş…”
Osmancık: Günümüzde Çorum’un ilinin ilçesi olup, şehrin kuzeyinde yer alır. Karadeniz bölgesinde, Orta Karadeniz ve Batı Karadeniz bölümünün kesiştiği yerde; Kuzey Kızılırmak havzası içerisinde konumlanmıştır.
GENÇ'ın Yazısı.