Malta gemilerinin Osmanlı kadırgasına yaptığı baskının ardından Osmanlı askeri birimlerinde, bilhassa da donanmada olağanüstü bir hareketlilik gözlemlendi. Uzmanlar, bu durumu; Osmanlı’nın, Malta’ya cevap niteliğinde bir karşı saldırı düzenleyeceği şeklinde yorumlarken, Osmanlı’dan hiç umulmadık bir hamle geldi.

Malta gemilerinin Osmanlı kadırgasına saldırıp, binden fazla yolcusunu öldürmeleri ve gemideki ticari metaı yağmalayıp, Girit’in Hanya limanında satışa çıkarmaları üzerine Osmanlı askeri birimlerinde gözlemlenen hareketlilik, Osmanlı’nın Malta’ya sefer düzenleyeceği şeklinde yorumlandı. Ancak elimize ulan bilgilere göre, durum aslında hiç de sanıldığı gibi değil.

Osmanlı donamasında yaşanan olağanüstü hareketlilik ve ardındaki müthiş Osmanlı oyununun perde arkası şu şekilde: Osmanlı kadırgasına Malta gemilerince yapılan saldırının ardından Osmanlı donanmasında yaşanan teyakkuz hali çerçevesinde elli parça kadırga Unkapanı iskelesine yanaştı. Bunlara Donanma Ağası, Başçavuş, Başkumandan Muhzırı, on bin yeniçeri, on oda topçu, on oda cebeci bindi. Bir taraftan yirmi yedi bin askerden oluşan Rumeli ordusu, diğer taraftan yirmi iki bin askerden oluşan Anadolu ordusu Boğazhisar’a toplandı.

Kaptan Paşa ise Şam, Halep, Diyarbakır, Maraş, Adana, Karaman, Sivas ve Trabzon eyaletlerinden toplam yetmiş bin askeri gemilerle Boğazhisar’a getirdi. Başlarındaki ayan ve büyükler gemilerinin filikalarına binip, Sarayburnu’nda; âlim, salih ve vezirlerle sohbet halinde olan İbrahim Han’ın huzuruna vardılar. Padişah ve yanındakiler, huzura gelen vezir, mirimiran, ağa ve çorbacılara toplam bin yedi yüz hilat giydirdi ve hayır dualarıyla uğurladılar. Bu sırada Padişah, Yusuf Paşa’ya: “Sen ne tarafa sefere gidiyorsun?” deyince: “Malta gazasına gidiyorum” cevabını aldı.

Bunun üzerine Padişah: “Allah’ın izni ile seni Girit adası gazasına memur ettim. Sakın bu sırrı başkalarına söylemeyesin. Soranlara ‘Malta gazasına memuruz’ dersin. Önce Girit adasının önünden geç, Malta’ya git, Mora adasında birkaç gün konakladıktan sonra bir gece sabah namazı vaktine yakın adaya asker çıkar. Todori Kalesi’ni fethet ve sığınak olacak bir yer yap. Sonra da Hanya’yı fethet. Sana nasihat ve vasiyetim budur. İnşallah gazan mübarek olur, fetih haberiyle gelirsin de mükâfatını veririm. Hakk’ın huzuruna da alnın açık, yüzün ak gidersin. Fakat soranlara Malta fethine gidiyorum de ki düşman haberdar olmaya. Atalarımız boşuna ‘Altınını, düşünceni ve mezhebini gizli tut’ dememişler.” dedi. İbrahim Han, bu nasihatlerden sonra İbrahim Paşa’ya iki kat hilat giydirdi, alnını öptü ve “Yürü! Âlemlerin rabbi olan Allah yardımcın ve dayanağın olsun” diyerek, gönderdi. Paşa da kayığına binerek, donanmanın başına geçti.


GENÇ'ın Yazısı.