O Şef Bağdat
Hanefi mezhebinin İmam Azam Ebu Hanife’den sonra gelen en önemli iki fıkıhçısından biri olan İmam Ebu Yusuf’un, fıkıhçılığının yanı sıra çok iyi bir de gurme olduğu olduğu ortaya çıktı.
İmam Ebu Yusuf’un bilinmeyen bir yönü daha ortaya çıktı. İmam Azam’dan sonra, Hanefiliğin en önemli iki fıkıhçısından biri olarak bilinen Ebu Yusuf’un, aynı zamanda gurme olduğu öğrenildi. Ebu Yusuf’un gurmelik yönünün kamuoyuna yansımasına neden olan olaysa şu şekilde gelişti: Halife Harun Reşid, bir gün Ebu Yusuf’a iki yemek ismi söyleyerek, hangisinin daha lezzetli olduğunu sordu.
Ebu Yusuf’un: “Ey Mü’minlerin Emiri! Tatmadan hüküm veremem” demesi üzerine de her birinden birer kap getirtti. Ebu Yusuf, bir lokma birinden, bir lokma diğerinden yemeye başladı. Böylece yemekleri yarıladıktan sonra Halife’ye dönüp şunları söyledi: “Ey Mü’minlerin Emiri! Ben böyle çetin hasımlar görmedim. Birini birinci ilan edeceğim zaman öteki hemen delil takdim ediyor!” Blindiği gibi; Ebu Yusuf (Yakub İbn-i İbrahim-i Ensâri, 731-798)
Hanefî mezhebinin kurucu imam Ebû Hanife’den sonra gelen en büyük Hanefi fâkihlerinden biridir. Kûfe şehrinde doğan Ebu Yusuf, Ebu Hanife’nin öğrencilerindendir. Daha sonraları kendisine, Ebu Hanife’nin diğer öğrencisi olan Muhammed İbn-i Hasan Şeybâni ile birlikte “İmameyn” denilmiştir. Abbasiler döneminde yaşamış olan Ebu Yusuf, Halife Hârun Reşid zamanında da kadılık yapmıştır. Ebu Hanife’den önce İbn-i Ebî Leylâ’dan da ders aldığı gibi, Malik bin Enes’ten de hadis öğrenmiştir.
Ebu Hanife gibi re’y ve kıyasa özel bir önem verdiği gibi yöresel örfleri de büyük oranda önemserdi. Ebu Yusuf’un, hangisinin daha lezzetli olduğu konusunda kararsız kaldığı iki yemeğin; kapuska ve pırasa mı yoksa kereviz ve karnıbahar ikilisi mi olduğu konusunda ise fikir birliğine varılamadı.
GENÇ'ın Yazısı.