Geçenlerde dil eğitimi için bulunduğu İngiltere’den dönen yayın kurulu üyemiz Esat Çelik Bey Manchester’da faaliyet gösteren bir gençlik teşkilatı ile temaslarda bulunmuş. Çelik, Muslim Youth Foundation (Müslüman Gençlik Vakfı) adlı bu teşkilatın yetkililerinin kartvizitlerini almış. Ne var bunda diyeceksiniz ama kartvizitler gerçekten ilginç. Arka yüzlerinde sahiplerinin bilgilerinin olduğu kartviztlerin ön yüzlerinde küçük çizgi hikayeler yer alıyor. Manga türü çizgi hikayeler İngiltere gibi çok kültürlü bir batı ülkesinde Müslüman gençler ve çocukların kimlikleri ile varolabilmesine yönelik mesajlar içeriyor. Elimde bulunan üç çizgi hikayeyi anlatayım da güneşin battığı yerde Müslümanların nasıl bir mücadele verdiklerini siz anlamaya çalışın:

1. Kartvizit: İki kız çocuğu. Biri, Müslüman olan diğerinin evine ziyarete geliyor. Beraber odasına çıkıyorlar. Misafir kızın odaya girer girmez tepkisi şöyle: “Woah!” Çünkü oda posterlerle kaplıdır. Özellikle Bruce Lee’nin posteri misafirin ilgisini çekiyor. Sıra elbise dolabına bakmaya geldiğinde misafir aynı tepkiyi gösteriyor, çünkü elbiselerin çeşitliliği ve güzelliğine hayran kalıyor. Özellikle askılı bir elbiseyi eline alıyor ve “Bu kimin elbisesi” diye soruyor. Sonra da bunu neden sorduğunu anlatıyor: “Şey, özür dilerim. Kaba olmak ya da yanlış anlaşılmak istemem ama bugüne kadar seni sadece her tarafını örten elbiselerinle gördüm de...”

2. Kartvizit: Bir odada yere kapanmış bir çocuk. Odaya giren ikinci çocuk arkadaşını böyle yüzüstü kapaklanmış olarak görünce telaşlanır ve kolundan çekerek kaldırmaya çalışır. Bir taraftan onu sürüklerken diğer taraftan da konuşmaktadır: “Üzülme şimdi seni hemşireye götüreceğim.” Öbürü bir anlık şaşkınlığı attıktan sonra biraz da kızgın bir şekilde ona bağırır: “Ben iyiyim. Sadece namaz kılmaya çalışıyordum. Tabii sen beni sürükleyene kadar...” İlk çocuk sadece kekeler: “Namaz mı?” Öbürü namaza devam etmek üzere geri dönerken gülerek şöyle der: “Ben Müslümanım. Biliyorum ki sayısız sorun var ama sana namazımı tekrar eda ettikten sonra cevap vereceğim. Bu sefer arkamdan çekilmeden kılabilirsem tabii...”

3. Kartvizit: Öğretmen zil çalmadan önce son duyurusunu yapar: “Okul olarak kültürel zenginliklerimizi kutlayacağız. Yarın kendi mahalli kıyafetlerinizle gelmeyi unutmayın.” Erkek çocuğu olan kahramanımız ertesi gün, her biri kendi mahalli kıyafetleri ile gelmiş arkadaşlarının arasına Armani marka blucinleri ile gelir. Arkadaşları “Herhalde unuttun, hani kültürel kıyafetlerimiz ile gelecektik. Bu nasıl İslami bir kıyafet böyle” diye ona çıkışacak olurlar. Kendinden emin bir şekilde onlara şu cevabı verir: “İslam bizlere herhangi bir özel kıyafet dikte etmez. Tek şart üstümü örtmesidir. Öyleyse Armani kotum bile İslami olabilir.”

İşte böyle.


Mehmet Lütfi Arslan'ın Yazısı.