İkinci dünya savaşı yıllarında ortaya çıkan tişörtlerin amacını aşarak bir iletişim aracı olarak kullanılmaya başlaması 1960larla başlıyor. Kısa sürede şapkanın oynadığı role benzer bir simge haline gelen tişörtler, üzerindeki işaret, harf ya da kelimelere göre sosyal statünün, farklılığın ya da ideolojinin ifadesi olarak görülmeye başladı. Bu eğilim hala sürüyor. Aslında büyük bir çoğunluk için tişörtler bedava reklâm aracından başka bir şey değil. Ama bir kısım için de protesto simgesi ya da kimliğini ifade aracı da olabiliyor. Tişörtlerin kurulu düzeni tehdit edeni bile olmuş. Nitekim 1991’de Çinli bir sanatçının tasarladığı tişörtler hükümet tarafından tehlikeli bulunarak yasaklanmıştı.

Batı’da ortaya çıkan İslam korkusu ve düşmanlığına karşı bugünlerde bir Alman şirketi tişörtlerle mücadele etmeye çalışıyor. Üzerinde ilginç ve hoş mesajların yer aldığı tişörtler doğabilecek muhtemel tepkileri göğüslemek amacını taşıyor. Mesajlar da o yüzden tam göğsün orasında. :) Bizde Engin Noyan’ın meşhur ettiği- “I am Muslim Do Not Panic” türü tişörtler bunlar. En ilginci de “Make Çay, Not War” (Savaşma, Çay Yap) şeklinde olanı. Bakmak ya da daha fazlasını yapmak isteyenler için işte adresi: http://www.styleislam.com/


Mehmet Lütfi Arslan'ın Yazısı.