‘Gösterişçi Dindarlık’ kitabıyla dikkatleri üzerine çeken Osmangazi Üniversitesi Felsefe ve Din Bilimleri Bölümü Başkanı Doç. Ejder Okumuş ile teşhiri, gösterişçi kültürü ve tüketim toplumun getirdiklerini konuştuk.

Türkiye’de toplumun neredeyse her kesiminde müthiş bir ‘gösterme’ merakı görülüyor son yıllarda. Bu durumu neye bağlıyorsunuz?

İnsan hayatında ve toplumsal ilişkilerde gösterinin belirleyici olduğu bir dünyada yaşıyoruz. Gösteri hayatımızın bütün yönlerinde etkisini gösteriyor. Batı modernizminin bir armağanı bu. Teknoloji, internet, görsel, yazılı ve sözlü medya, özellikle televizyon gösteriyi, gösterişçi yaşam tarzını, gösterişe dayalı ilişki biçimini besliyor, takviye ediyor. Gösterinin, göstermenin, gösterişçiliğin etkilerini veya yansımalarını ekonomi, siyaset, kültür, eğitim, din gibi boyutların tamamında görmek mümkün. Türkiye’de yakın zamanlardan itibaren daha belirgin hale gelen ve belli kesimler üzerinde daha çok görülen gösteri ve gösterişe dayalı hayat tarzı ve ilişki biçimine gelince; ..............................................

Son on yılda AK Parti iktidarı ile birlikte dindarların hayat tarzlarında önemli bir değişim yaşanıyor? Zenginleşme ile gelen bu değişim ne kadar sağlıklı?

Bu değişimi sadece zenginleşmeye bağlamak doğru olmayabilir. Bunu söylemek için elimizde çok güçlü argümanların ve verilerin olması lazım. Belli ölçülerde ekonomik rahatlamanın etkisi var tabii ki. Ancak değişimde en büyük etkenlerden biri, iktidar olma psikolojisiyle gelen rahatlamadır, özgüven artışıdır. Bir de AK Parti döneminde sosyal, ekonomik, siyasal, dinsel vs. hayatta gerçekten önemli bir değişim yaşıyoruz, bu doğru. Fakat bu değişim acaba sadece AK Parti’nin iktidarda olmasıyla izah edilebilir mi? AK Parti’nin etkisi yadsınamaz. Ancak AK Parti dönemine denk gelen değişim etken ve etkilerinden de bahsedilebilir. Her halükarda esasen değişim kaçınılmaz. Önemli olan bu değişimin ne kadar planlı olduğu, ne kadar sizin istediğiniz biçimde gerçekleştiği. Değişimin sizin iradenizle ve belli bir planlama ile olması çok önemli. Şuna da dikkat etmek gerek: AK Parti’den önce nasıldık ki şimdi kötü yönde değiştiğimizi veya sağlıksız bir değişim tecrübe ettiğimizi söyleyebiliyoruz. Bu konuya yaklaşırken sağlıklı bilgilere ihtiyaç var. Değişim var, ama bu değişimin din ve dindarlar üzerindeki etkilerini görmek için biraz daha gözlemlemeye, biraz daha beklemeye ihtiyacımız var gibi.

Facebook ve Twitter gibi sosyal medya ortamları özellikle gençleri gösterişçi olmaya itiyor mu?

Düşünülebilir. Çünkü bu sanal ve yapay ortamlar, sahici olmayan, kaygan, sahte iletişim ve ilişkiler üretiyor. Yalan üretiyor. Sosyal internet medyası, resimler üzerinden, hayaller üzerinden, kurgular üzerinden, gerçekliği olmayan yapay söz, eylem ve ilişkiler üzerinden insanları yönetebiliyor, hatta insanlara hükmedebiliyor; resimlerle, imajlara, yalanlarla, gösterilerle çirkin olanı güzel, güzeli çirkin, iyiyi kötü kötüyü iyi gösterebiliyor. Adili zalim, zalimi adil gösterebiliyor ve bütün bunlar insanların gerçekliğini, reel ve doğal gerçekliğini alt üst ediyor, yıkıp yakıyor. Geçici ve kalıcı, ama çoğu geçici kadın-erkek ilişkileri, evlilikler oluşturabiliyor, aileleri parçalıyor. İnternet ortamı bütün bunları yapabiliyor. Tabii ki insan eliyle yapıyor.

“Liyakat öne çıkarsa riya ortadan kalkar” diyorsunuz. Bu süreç nasıl gerçekleşir?

Bunu belli bir bağlama bağlı olarak söyledim. İnsan ilişkilerinde, resmi ve gayr-i resmi atamalarda ehliyet ve liyakat esas alınırsa ve bu kural haline gelirse, gösterinin, komplimanların, gösterişçi dindarlığın, riyakarlığın önemli boyutlarının önüne geçilmesi mümkün. Gösterişçiliğin pirim yaptığı alanlara, ilişki biçimlerine geçit verilmemesi durumunda gösterişçilik zayıflar. Zira gösteriş, kendine uygun toplumsal ilişki evreninde varlık bulur. Bu evrende de liyakat ve ehliyet yerine farklı şeyler aranması, gösterişi besleyen önemli hususlardandır.


İbrahim Özkahyaoğlu'ın Yazısı.