Sait Aktaş / Genç Haber Merkezi

Fransa’nın meşhur festivallerinden Avignon Tiyatro Festivali 8-24 Temmuz tarihleri arasında Caserne des Pompiers’te gerçekleşti. En eski festivallerden birisi olan Avignon Festivalinin ilki 1947 yılının Temmuz ayında düzenlenmişti. Geleneksel hâle gelen festival her sene Temmuz ayında gerçekleşiyor. Bu sene Avignon festivali 67. Yılını kutluyor.

67 yıllık Avignon festivalinde bu sene bizim açımızdan değişik bir gelişme yaşandı. Çünkü bu sene sergilenen eserlerden birinin müellifi bir Türk yazardı. Kısa bir süre önce İletişim Yayınları’ndan Yapı Kredi Yayınlarına geçen ve bu yayınevince eserlerinin yeni baskısı yapılan yazar Orhan Pamuk’un “Benim Adım Kırmızı” adlı romanı bu festivalde kağıt tiyatrosunun en özgün uyarlamalarından birisi olarak seyircilerle buluştu. Orhan Pamuk’un şimdiye kadar dünyada en çok satan romanı olan eser Fransa, İtalya ve İrlanda da ödüller kazanmıştı. Birçok dünya diline çevrilmiş olan eser bu festivalle ilk kez sahneye aktarılmış oldu. Alain Lecucq ve Narguess Majd’in sahneye uyarladığı eser Brice Coupey’in anlatıcılığı ve Siamak Jahan’ın müzikleriyle zenginleşti.

1974’ten günümüze kırk yıla varan bir zaman dilimi içinde eser vermiş olan Orhan Pamuk o tarihten bu yana yayınlamış olduğu romanlarla, kazandığı ödüllerle yer yer de medyada tartışma konusu olan fikirleri ve demeçleriyle Türk edebiyatında en çok tartışılan yazarların en başta gelenlerindendir. Daha ilk romanı “ Cevdet Bey ve Oğulları” ile önemli bir çıkış yakalayan Pamuk ilerleyen yıllarda dünya kamuoyuna da ismini duyurmayı başarmıştı. Pamuk 2006 Nobel Edebiyat Ödülüne sahip olarak bu ödülü kazanan ilk Türk yazar olmuştu.

Postmodern roman türünün başarılı örneklerini veren ve eserlerinde doğu-batı çatışmasını irdeleyerek bir anlamda iki kültür arasındaki algıları vurgulayarak aslında medeniyet sorunsalını da gündeme taşımıştır. Dünya dillerine çevrilen eserleri ve başarılarıyla evrensel yazar kimliğine sahip olan Pamuk’un eseri artık tiyatro sahasında da kendisine yer aramaya başladı. Umarız bu durum sadece Pamuk ile sınırlı kalmaz ileriki zamanlarda buna benzer gelişmelerle Türk edebiyatının evrensel düzeyde itibarı yükselir. Şimdilik bu gelişme ise umutlarımızı yeşertiyor.


M. Sait Aktaş'ın Yazısı.