"Seni Dinleyen Biri" Var
“Bana Uzun Mektuplar Yaz” Cihan Aktaş`ın ilk romanıydı ve heyecanla okunmuştu. Eğitim dünyasına katılmak, öğretmen olmak isteyen liseli bir kızın gözünden 70`li yılları anlatıyordu. Dönemin siyasi hareketliliğini, sertliğini, kutuplaşmalarını, savrulmalarını...
Şimdi, Cihan Aktaş “Seni Dinleyen Biri” isimli yeni romanında 80`li yılları anlatıyor. Bu sefer üniversiteli bir kızın üzerinden. Meral, 1980 darbesi sonrasında üniversitede okuyan ve İslami bir yaşam biçimine sahip bir kız. Ailesini, babasının faize bulaşan kazancından uzaklaşmak için terkeden ve daha İslami bir hayatı tercih eden, ama dönemin aşırı gelenekçi müslüman tipinden de ayrılan biri. Fakirlik derdiyle beraber, yurtlarda, arkadaşlarının evlerinde ve kenar mahallelerde yaşayan, yaşadığı yerlerde, bazı mahalli sohbet ortamlarında taassuba varabilen islami anlayışa da eleştiriler getiren, sohbet baskınlarına katılabilen, bir yandan resim çalışmaları yapan, sevdiği kişiye sadık olan ama beraber yaşama fırsatını bulamayan; özetle, hayatı hareket, ayrılma ve bağlanmalarla geçen bir kız. Meral`in davranışlarının çoğunda dönemin sosyal, siyasal, ekonomik şartlarının da etkisi var elbette. Zaten “Seni Dinleyen Biri” romanı hem kendi kurgusu, konusu hem de 80`ler dönemi hakkında epey düşündüren, bilgi sağlayan bir kitap. Dönemi ve anlattığı insanların dünyasıyla beraber okurun da kendisini tanımasına, anlamasına yardım ediyor. Müslümanlara gerici, yobaz gözüyle bakan güya çağdaş, modern kesimler haricinde, islami camiada; ümmilik övgüsü, teknolojinin reddi, fıkhi detaycılık, cihat yorumları gibi konular tartışmalarda belirleyici oluyor. Dönem pek çok açıdan zorluklarla dolu. Ama her durumda birbirini dinleyen, birbirine yardım eden, destek olmaya çalışan arkadaşlar da var. “Seni Dinleyen Biri” epey hacimli bir roman; fakat dili oldukça sade ve akıcı olduğu için hızlıca okunabiliyor.
Seni Dinleyen Biri, Cihan Aktaş, Kapı Yayınları, 464 sayfa.
Ali Düz'ın Yazısı.