Voleybolu Nasıl Oynayayım Ya Rasulallah?
Sahi konuştuk mu hiç Allah’ın Rasulü, sevgili Peygamberimiz ile.. Sorduk mu hâl hatır, bir iki sual ettik mi?
Liselere giriş sınavında iyi bir puan alan eski bir öğrencimiz, tesettür hassasiyeti yüzünden hangi okulu tercih edip okuyacağına çevresindekilerin etkisiyle karar vermekte zorlanıyordu.
Ailesi, kendisinin, aldığı puandan çok düşük puanla öğrenci alan kız imam hatip lisesine gitme fikrine sıcak bakıyor ancak yakınları ona ha bire iyi bir Anadolu lisesinde okuması yönünde baskı uyguluyordu.
Bu öğrencimizin muhterem babaları, “sana zahmet bir de sen fikrini bizim kıza iletiversen, senin fikirlerine değer verir” diye hüsn-ü zannını iletince, dolaylı bir imkan oldu, ona hiç beklemediği yönden bir bakış açısı sunmaya çalıştım:
“-Biz en iyisi önce sevgili Peygamber’imizle muhabbeti arttıralım. Onunla irtibatı kuvvetlendirelim. Onu kendimize daimi muhatap sayalım. Onunla bir yaşıyormuş gibi onu yakın hissedelim kendimize. Yalnız kaldığımız her bir vakit tazecik bir abdest ile oturalım bir köşeye, kapatalım gözlerimizi, başımızı öne eğip, sanki karşımızda da o oturuyormuş gibi:
-Bugün nasılsınız efendim? Bir arzunuz var mı? Sizinle daha çok vakit geçirmem için bana şefaatçi olur musunuz? diyelim.
Sonra, aklımıza takılan her şeyi soralım ona.
-Efendim, şöyle bir konuda müşkülatım var, ne buyurursunuz? Bu işin içinden nasıl çıkabilirim? diye en müşahhas meselelerimizi bile açalım mübareğe.”
Merak ve dikkat dozajı git gide artan öğrencimize daha sonra şu ifadelerde bulundum:
“-Sen de öyle yap. İlk müsait vaktinde, al Efendimiz’i karşına ve konuş. Sor ona ne soracaksan. Edep ile huzurunda durduğunu hisset ve bir baba evlat yakınlığından daha yakın olduğunun idraki ile açıl açılabildiğin kadar.
-Efendim! de; 14 yaşında, sizin o âhir zaman dediğiniz zor vakitte ümmetiniz olma gayretinde Rabbimizin aciz bir kuluyum.
Bir çetrefil işe düştüm. Bitirdiğim okuldan sonra, yeni bir okul tercih etmem gerekiyor. Sizce tesettürlü olarak eğitim alacağım ancak düşük puanla öğrenci alan ve sadece kendi hemcinslerimin okuduğu bir imam hatip lisesine mi kayıt olayım, yoksa kaliteli eğitim veren yüksek puanlı ancak tesettürlü olarak eğitim alamayacağım ve kız erkek karışık ortamı olan bir Anadolu lisesine mi yazılayım? diye soruver.” Dedim.
Afalladı. “-Böyle bir soruyu ben Efendimize nasıl sorabilirim? Bunun cevabı o kadar belli, o kadar açık ki...” deyiverdi.
“-Sen bilirsin ama bence dene, bir irtibat kur.” Diyerek şöyle devam ettim.
“-Sadece bu mevzuyu değil, her şeyi sorabiliriz Efendimize.
Mesela,
“Ey Allah’ın Resulü, voleybol oynamak istiyorum, nelere dikkat etmemi tavsiye edersiniz?
Beğenmeyip yemediğim yemekler ile ilgili huzur-u mahşerde başıma bir iş gelir mi? Ne buyurursunuz?
Tavırları hiç hoşuma gitmeyen bir arkadaşım var; onunla nasıl bir diyalog beni hangi seviyeye taşır?
Sosyal medya ve internet dünyasında aktif olmalı mıyım ve nelere dikkat etmeliyim?
Yolda nasıl yürümeliyim, nelere nasıl bakmalıyım, hangi mesleki alana yönelmeliyim? gibi, aklına gelebilecek her soruyu sorabiliriz Kainatın Efendisine.
Öyle inanıyorum ki, her bir sorumuzun cevabı tek tek fısıldanacak kalbimize.
-Kızım, voleybolu, hemcinslerinle, sizi erkeklerin görmeyeceği uygun bir yerde, arkadaşlarını üzmeden, kimsenin hakkına müdahil olmadan, kıyafet ve tavırlarına dikkat ederek ve en önemlisi namazına mani olmayacak bir vakitte kifayet miktarınca oynayabilirsin, diyebilirler örneğin. :)
O konuşup cevapladıkça rahatlayacağız. Kalbimiz tam anlamıyla mutmain olacak.
Sonra, konuştuğumuz, Efendimizin, yaşayan bir Kur’an olduğunun şuuruyla,
-Amaaaan... Halk ne derse desin, Hak böyle diyor!” deyip çözüvereceğiz bütün müşkülatımızı, dedim.
Rabbimizin bize söylettiği bu sözlerimizi dikkate almaya çalışarak hareket etmesinin kendisini rahatlatacağına inandığını dile getiren o öğrencimiz, yazıldığı kız imam hatibi ilk senesinin sonunda -milli güvenlik dersinde yaşanılan baş örtüsü sıkıntısının büyük etkisiyle de- açık imam hatip lisesine dönüştürerek İstanbul’da Hüdayi Vakfı’mızın hizmetini gördüğü güzide bir kursumuzda eğitim aldıktan sonra şu an hem lise eğitimini hem de hafızlığını Anadolu’da bir kursumuzda tamamlamak üzere...
Sahi konuştuk mu hiç Allah’ın Rasulü, sevgili Peygamberimiz ile.. Sorduk mu hâl hatır, bir iki sual ettik mi?
Hükmünü öğrenmekten çekindiğimiz (!) onca meselemizi kendilerine bir bir açıp emir ve yasaklara, sünnet-i seniyyeye bağlılığımızı arttırmanın gayretinde olmak hoş olmaz mı?
O, sallallahu aleyhi vesellem, bize kabri kadar uzak değil, kalbi kadar yakın değil mi yoksa?
Halit Yasir Özoğul'ın Yazısı.